İzmir’de katarakt ameliyatı yapan göz doktorlarından biri olan Doç. Dr. Berkay Akmaz, katarakt tedavisinde sağlık bakanlığının onayladığı teknolojileri kullanarak hastalarına güvenli ve etkili çözümler sunmaktadır. Katarakt, gözün merceğinin bulanıklaşması sonucu görme kaybına yol açan bir durumdur ve tedavi edilmediği takdirde görme fonksiyonlarını ciddi şekilde etkiler.
Katarakt ameliyatı, bulanıklaşan göz merceğinin çıkarılması ve yerine yapay bir lensin yerleştirilmesiyle yapılır. Modern tekniklerle yapılan bu cerrahi işlem, genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve hasta aynı gün taburcu edilebilir. Ameliyatın ardından hastalar çoğu zaman birkaç gün içinde net görüşe kavuşurlar.
Ameliyat sonrası süreç, genellikle hızlıdır. Hafif bir rahatsızlık veya şişlik olabilir, ancak iyileşme süreci çoğunlukla hızlı ve sorunsuz geçer. Doç. Dr. Berkay Akmaz, tedavi sonrası hastalarını yakından takip ederek en iyi sonuçları elde etmeleri için gerekli desteği sağlar.
Katarakt ameliyatı, görme kaybını önlemek ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için etkili bir çözüm sunar. Doç. Dr. Berkay Akmaz, İzmir’deki hastalarına güvenli ve başarılı bir tedavi ile net bir görüş kazandırarak yaşamlarını iyileştirir.
Katarakt Ameliyatı süreci, sonrası dikkat edilmesi gerekenler ve 2025 Katarakt Ameliyatı fiyatları hakkında bilgi almak için iletişime geçebilir ya da İzmir, Konak'taki kliniğimizi ziyaret edebilirsiniz.

Sertifikalar
Tanım | Katarakt, göz merceğinin bulanıklaşması sonucu görme kaybına yol açan bir göz hastalığıdır. Katarakt ameliyatı, bu bulanıklaşmış merceğin çıkarılarak yerine yapay bir göz içi lensinin (GİL) yerleştirilmesi işlemidir. |
Belirtiler | Bulanık veya sisli görme, renklerin soluk veya sarımsı görünmesi, gece görüşünde zorluk, ışık hassasiyeti, çift görme, okuma ve diğer günlük aktivitelerde zorlanma. |
Nedenleri | Yaşlanma (en yaygın neden), göz yaralanmaları, uzun süreli steroid kullanımı, radyasyona maruz kalma, diyabet, genetik faktörler. |
Risk Faktörleri | İleri yaş, ailede katarakt öyküsü, sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, UV ışınlarına maruz kalma, obezite, yüksek tansiyon. |
Tanı Yöntemleri | Göz muayenesi, görme keskinliği testi, göz içi basınç ölçümü, biyomikroskopik inceleme, göz bebeği genişletilerek yapılan retina muayenesi. |
Ameliyat İndikasyonları | Görme kalitesinin günlük yaşamı etkileyecek düzeyde düşmesi, profesyonel veya sosyal aktivitelerin zorlaşması, diğer göz hastalıklarının (örneğin, glokom) tedavisi için merceğin saydam olması gerekmesi. |
Ameliyat Yöntemleri | Fakoemülsifikasyon: Ultrason dalgalarıyla merceğin parçalanıp emilmesi ve yerine yapay lens yerleştirilmesi. Ekstrakapsüler Katarakt Cerrahisi: Merceğin büyük bir bölümünün tek parça halinde çıkarılması. |
Anestezi Türü | Genellikle lokal anestezi (damla veya enjeksiyon) kullanılır; hasta ameliyat sırasında uyanıktır ancak göz çevresi uyuşmuştur. |
Operasyon Süresi | Genellikle 15 dakika sürer; ayakta tedavi şeklinde yapılır ve hastanede yatış gerekmez. |
Yapay Göz İçi Lensler (GİL) | Monofokal Lensler: Tek odaklı; genellikle uzağı net görmek için ayarlanır. Multifokal Lensler: Hem uzak hem de yakın mesafede net görüş sağlar. Torik Lensler: Astigmatizmayı düzeltmek için tasarlanmıştır. |
İyileşme Süreci | İlk birkaç gün hafif rahatsızlık ve bulanık görme olabilir; tam iyileşme genellikle birkaç hafta sürer. Doktorun önerdiği göz damlaları ve koruyucu önlemlere uyulmalıdır. |
Ameliyat Sonrası Bakım | Göz damlalarının düzenli kullanımı, gözün ovalanmasından kaçınma, ağır kaldırmama, tozlu ve kirli ortamlardan uzak durma, uyurken göz koruyucu kullanma. |
Riskler ve Komplikasyonlar | Enfeksiyon, kanama, retina dekolmanı, göz tansiyonunda artış, yapay lensin yerinden kayması, ikincil katarakt (posterior kapsül opasifikasyonu). |
Başarı Oranı | Katarakt ameliyatı en sık ve en güvenli cerrahi işlemlerden biridir; başarı oranı %95’in üzerindedir ve hastaların büyük çoğunluğu görme keskinliğinde belirgin iyileşme yaşar. |
Alternatif Tedaviler | Erken evrede gözlük veya kontakt lensle görme düzeltilebilir; ancak katarakt ilerledikçe tek kesin tedavi cerrahidir. |
Önleme | Katarakt oluşumunu tamamen önlemek mümkün değildir; ancak UV korumalı güneş gözlüğü kullanımı, sağlıklı beslenme, sigarayı bırakma ve diyabet kontrolü riskleri azaltabilir. |
Maliyet ve Sigorta Kapsamı | Maliyet, kullanılan lens tipine ve merkeze bağlı olarak değişir; genellikle tıbbi gereklilik nedeniyle sigorta tarafından karşılanır. |
Etkilenen Yaş Grubu | Genellikle 60 yaş ve üzeri bireylerde görülür; ancak doğumsal katarakt veya genç yaşta ortaya çıkan katarakt da mümkündür. |
Yaşam Kalitesi Üzerindeki Etkisi | Ameliyat sonrası görme keskinliğinin artmasıyla günlük aktivitelerde kolaylık, bağımsızlık ve yaşam kalitesinde belirgin iyileşme sağlanır. |
Dikkat Edilmesi Gerekenler | Ameliyat öncesi ve sonrası doktorun tüm talimatlarına uymak, belirtilen kontrolleri aksatmamak, gözlerde ani ağrı veya görme kaybı gibi belirtilerde hemen doktora başvurmak. |
Sosyal ve Psikolojik Destek | Görme kaybının yarattığı duygusal etkiler için destek almak, ameliyat süreci hakkında bilgilendirilmek ve gerçekçi beklentiler oluşturmak önemlidir. |
Teknolojik Gelişmeler | Femto saniye lazer destekli katarakt cerrahisi, akıllı lens teknolojileri ve minimal invaziv cerrahi teknikler tedavi sonuçlarını iyileştirmektedir. |
Katarakt Nedir?
Katarakt, göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşması sonucu görme kalitesinin azalmasına neden olan bir göz hastalığıdır. Genellikle yaşlanmaya bağlı gelişse de, diyabet, travma, uzun süreli kortizon kullanımı veya doğuştan da ortaya çıkabilir. Belirtileri arasında bulanık görme, ışık hassasiyeti ve renklerde soluklaşma yer alır.

Katarakt Ameliyatı Nedir?
Katarakt ameliyatı, saydamlığını yitirmiş doğal göz merceğinin alınarak yerine yapay bir göz içi lensin yerleştirildiği cerrahi bir işlemdir. Günümüzde en yaygın yöntem, fakoemülsifikasyon adı verilen, ultrason enerjisiyle merceğin parçalanıp emilmesi ve küçük bir kesiden yapay lensin yerleştirilmesidir. Genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hasta aynı gün taburcu edilir. Görme kalitesini geri kazandırmada son derece etkilidir.
Katarakt Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Katarakt ameliyatı iki ana cerrahi teknikle uygulanır. İlki modern cerrahide en yaygın tercih edilen yöntem olan fakoemülsifikasyon tekniğidir. Bu yöntemde göz anestezik damlalarla uyuşturulur ve korneada küçük bir kesi yapılır. Ardından yüksek frekanslı ultrason dalgaları yayan bir prob kesiden içeri yerleştirilir. Bu prob sayesinde bulanık lens küçük parçalara ayrılarak emilir.
Doğal lens çıkarıldıktan sonra aynı kesiden katlanmış yapay göz içi lens yerleştirilir. Bu yapay lens kapsül içinde açılarak hastanın görüşünü düzeltir. Minimal invaziv bir teknik olduğu için kesi genellikle dikiş gerektirmez. Ayrıca hızlı iyileşme sağlar ve ameliyat sonrası astigmat riskini azaltır.
İkinci teknik ilerlemiş katarakt vakalarında kullanılan ekstrakapsüler katarakt ekstraksiyonudur (EKKE). EKKE’de cerrah bulanıklaşmış lensi tek parça halinde çıkarabilmek için daha büyük bir kornea kesisi yapar. Bu kesiden lens çıkarıldıktan sonra arka kapsül yerinde bırakılarak yapay lens yerleştirilir. Bu yöntemde daha büyük kesi olması nedeniyle dikiş gerekliliği doğabilir. Ek olarak iyileşme süresi fakoemülsifikasyona göre daha uzun sürebilir.
7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!
Katarakt Ameliyatı Ne Zaman Yapılır?
Katarakt ameliyatı için uygun zaman hastanın görme kalitesindeki bozulmaların günlük yaşamını nasıl etkilediği ile belirlenir. Genellikle görme keskinliğindeki düşüşler ameliyat için öncelikli nedenlerden biridir. Özellikle uzak görme keskinliği 6/12’nin altına düştüğünde ve araba kullanma okuma gibi önemli aktiviteler zorlaştığında ameliyat düşünülür. Ancak sadece görme keskinliği değil hastanın yaşam kalitesine etkisi de göz önünde bulundurulur.
Katarakt nedeniyle yaşanan görsel şikayetler de önemli bir endikasyon olarak kabul edilir. Parlama hale görme ve gece görüşünde azalma gibi sorunlar hastanın günlük aktivitelerini olumsuz etkiliyorsa ameliyat gerekebilir. Bu tür semptomlar yoğunlaştıkça hastalar özellikle ışığa duyarlılık ve parlamalar nedeniyle daha fazla rahatsızlık hisseder. Bu nedenle bu tür şikayetlerin günlük yaşam üzerindeki etkisi ameliyat zamanlamasını belirleyen önemli bir faktördür.
Ayrıca katarakt ameliyatı hastanın temel günlük aktiviteleri üzerinde fonksiyonel bozukluklara yol açıyorsa yapılması gereken bir işlemdir. Örneğin okuma çalışma ve kişisel bakım gibi temel görevlerde zorluk yaşandığında cerrahi müdahale gerekebilir. Bu hastanın bağımsızlığını sürdürme veya günlük görevlerini yerine getirme yeteneğinin korunması açısından önem taşır.
Katarakt iki gözde de mevcut olduğunda ve gözler arasında ciddi kırılma farklılıkları olduğunda ameliyat gereklidir. Özellikle anizometropi nedeniyle derinlik algısı ve stereo görme sorunları yaşayan hastalar fonksiyonel görme yeteneğini geri kazanmak için ameliyat gereksinimi duyar.
Ek olarak katarakt başka göz hastalıklarının tedavi edilmesini engellediğinde de ameliyat önerilir. Örneğin diyabetik retinopati veya makula dejenerasyonu gibi durumların tedavi edilebilmesi için kataraktın temizlenmesi gerekebilir. Aynı zamanda kataraktın glokom gibi diğer göz hastalıklarını şiddetlendirmesi durumunda komplikasyonları önlemek için cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelir.
Son olarak yaşam kalitesinde artış sağlayacaksa katarakt ameliyatı değerlendirilmelidir. Örneğin aktif yaşam tarzına sahip bir kişi görme bozukluğu hafif olsa bile katarakt ameliyatını tercih edebilir.
Katarakt Ameliyatı Kimler İçin Uygun Değildir?

Katarakt ameliyatı her ne kadar güvenli ve etkili bir işlem olarak bilinse de bazı hastalar için uygun değildir. Bu hastaların durumları mevcut sağlık sorunları gözle ilgili durumlar kullanılan ilaçlar ve yaşam tarzı faktörlerine göre değerlendirilir. Bu risk faktörlerinin her biri ameliyatın komplikasyon riskini artırabilir veya iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.
Tıbbi Durumlar
- Kontrolsüz diyabet bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle enfeksiyon riskini artırır ve iyileşmeyi zorlaştırır.
- Ciddi kardiyovasküler hastalıklar ameliyat sırasında kalbe ekstra yük bindirebilir ve kanama riskini yükseltir.
- Kronik solunum rahatsızlıkları özellikle KOAH ve astım anestezi kullanımını zorlaştırarak ameliyatı potansiyel olarak güvensiz hale getirir.
- Parkinson hastalığı gibi nörolojik rahatsızlıklar ameliyat sırasında hareketsiz kalma konusunda zorluk yaratabilir.
- Otoimmün hastalıklar ise iltihabı artırarak ameliyat sonrası komplikasyon riskini artırabilir.
Oküler Durumlar
- İleri glokom göz içi basıncı artırarak optik sinir hasarına neden olabilir ve komplikasyon riskini artırır.
- Makula dejenerasyonu ameliyat sonrası görme iyileşmesini sınırlayabilir ve kataraktın çıkarılmasının potansiyel faydasını azaltabilir.
- Retina dekolmanı öyküsü ameliyat sırasında risk yaratabilir ve tekrarlama olasılığını artırır.
- Kornea hastalıkları örneğin şiddetli kuru göz veya düzensiz kornea şekli ameliyat sonrası kötü görme sonuçlarına yol açabilir.
İlaç Kullanımı
- Kan sulandırıcı ilaçlar ameliyat sırasında kanama riskini artırabilir ve ameliyat öncesinde bırakılması gerekebilir.
- Uzun süreli steroid kullanımı katarakt riskini artırabilir ve iyileşmeyi zorlaştırabilir.
- Prostat tedavisinde kullanılan alfa blokerleri ameliyat sırasında göz bebeğinin genişlemesini engelleyebilir.
Yaşam Tarzı Faktörleri
- Sigara içmek katarakt oluşumu riskini artırır ve iyileşme sürecini zorlaştırabilir.
- Aşırı alkol tüketimi ise anestezi ile etkileşime girerek ameliyat sırasında ve sonrasında komplikasyonlara yol açabilir.
- Yetersiz beslenme göz sağlığına zarar verebilir ve iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.
Katarakt Ameliyatı Nasıl Uygulanır?
Katarakt ameliyatı güvenlik ve etkililik sağlamak amacıyla aşamalı bir süreçle gerçekleştirilir. İlk olarak ameliyat öncesinde anestezi uygulanır. Göz yüzeyine topikal anestezi damlaları damlatılarak hastanın konforu sağlanır. Bunun yanı sıra bazı durumlarda göz içine lidokain enjeksiyonu yapılarak etkisi artırılır. Rahatlaması gereken hastalara damardan veya ağızdan sakinleştirici ilaç da verilebilir. Antiseptik uygulaması ile göz ve çevresi temizlenir böylece enfeksiyon riski en aza indirgenir.
Ardından kesi ve fakoemülsifikasyon işlemi başlar:
- Kesi: Kornea üzerinde genellikle 2-2,8 mm boyutlarında küçük bir kesi açılır. Bu kesi kendiliğinden kapanabildiği için dikiş ihtiyacını azaltır.
- Kapsüloreksis: Lens kapsülünde dairesel bir açıklık açılır. Bu açıklık cerraha kataraktlı lens üzerinde işlem yapma imkanı tanır.
- Lens Parçalanması: Ultrason cihazı kullanılarak kataraktlı lens parçalanır. Fakoemülsifikasyon cihazının yüksek frekanslı titreşimleri lensi küçük parçalara ayırır. Bu parçalar el aleti yardımıyla güvenli bir şekilde çıkarılır.
Kataraktın temizlenmesinin ardından göz içi lensin yerleştirilmesi aşaması gelir. Burada cerrah uygun görsel sonuçlar için dikkatli bir çalışma yürütür. Ameliyatta göz içine yerleştirilen göz içi lens (GİL) genellikle katlanabilir yapıdadır. Bu sayede küçük kesiden geçerek lens kapsülünün içine açılır ve doğru konumda yerleşir. Hastanın ihtiyaçlarına göre monofokal torik veya multifokal özelliklere sahip lensler tercih edilebilir. Özellikle torik lens kullanılıyorsa astigmat düzeltmesi için lensin pozisyonu dikkatle ayarlanır.
Ameliyatın sonunda enfeksiyon riskine karşı antibiyotik profilaksisi uygulanır:
- Antibiyotik Uygulaması: Göz içine sefuroksim gibi geniş spektrumlu bir antibiyotik enjekte edilebilir. Ayrıca florokinolon göz damlalarıyla antibakteriyel koruma sağlanır.
- Kesi Kapatma: Kesi bölgesi genellikle dikiş gerektirmez; gözün doğal basıncı sayesinde kendi kendine kapanır. Cerrah su geçirmezlik açısından kesi kontrolünü yaparak işlemi sonlandırır.
Katarakt Ameliyatının Yan Etkileri Nelerdir?
Katarakt ameliyatı sonrası bazı yan etkiler ve komplikasyonlar hastalarda değişen sıklık ve şiddetlerde ortaya çıkabilir. Çoğu hasta normal iyileşme sürecinin bir parçası olarak geçici rahatsızlıklar yaşar. Özellikle hafif ağrı kaşıntı ve gözde kum hissi yaygındır. Ayrıca yeni göz içi lense uyum sağlama sürecinde ışık hassasiyeti ve geçici görme dalgalanmaları gözlemlenebilir. Bununla birlikte bazı hastalar aşağıda belirtilen daha ciddi yan etkilerle karşılaşabilir:
- İkincil Katarakt (Arka Kapsül Opakifikasyonu): Göz içi lensi tutan lens kapsülünün arka kısmında bulanıklaşma meydana gelebilir. Bu durum yaklaşık %20-40 oranında görülür ve YAG lazer kapsülotomi tedavisiyle düzeltilir.
- Retina Dekolmanı: Nadir ama ciddi bir komplikasyon olan retina dekolmanı retina dokusunun ayrılmasıyla ortaya çıkar. Işık parlamaları uçuşan cisimler ve görüş alanında perde benzeri gölgelerle belirti gösterir.
- Artmış Göz İçi Basıncı (GİB): Ameliyat sonrası bazı hastalarda göz içi basıncı artabilir. Bu durum glokoma neden olabilir ve baş ağrısı ile bulanık görmeye yol açabilir. Göz içi basıncı genellikle stabil kalsa da kalıcı yükselmelerde tedavi gerekebilir.
- Maküler Ödem: Kistoid maküler ödem makulanın şişmesi durumudur ve ameliyattan sonraki birkaç hafta içinde ortaya çıkabilir. Hastaların %1-3’ünü etkileyen bu durum antienflamatuar ilaçlarla tedavi edilir.
- Enfeksiyonlar ve İltihaplanma: Göz içi enfeksiyonu endoftalmi nadir görülür fakat ciddi sonuçlar doğurabilir. Ağrı, kızarıklık, şişlik ve görme kaybı gibi semptomları vardır.
- Toksik Anterior Segment Sendromu (TASS): Ameliyattan sonra 24 saat içinde ağrı kızarıklık ve bulanık görme ile ortaya çıkan bu komplikasyon enfeksiyon sebebiyle oluşan bir inflamatuar reaksiyondur.
Katarakt Ameliyatı Ne Kadar Başarılıdır?
Katarakt ameliyatı yüksek başarı oranları ile hastaların görme keskinliğini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde artırmaktadır. Gelişmiş teknikler sayesinde başarı oranı %96 ile %98 arasında değişmekte olup bu oranlar görme netliği açısından tatmin edici sonuçlar sağlamaktadır. Çoğu hasta ameliyat sonrası 20/40 veya daha iyi bir görme keskinliğine ulaşır ve bu da günlük aktiviteleri gözlüksüz gerçekleştirebilmelerine olanak tanır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan çalışmalar hastaların %90’ından fazlasının üç ay içinde bu seviyeye ulaştığını göstermektedir.
- Ayrıca katarakt ameliyatı düşük komplikasyon riski ile güvenli bir tedavi olarak kabul edilir.
- Ameliyat sonrası endoftalmi veya retina dekolmanı gibi ciddi komplikasyonlar %1’den az sıklıkla görülür.
- Teknolojik ilerlemeler ameliyat sırasında kullanılan hassas cihazlarla komplikasyon riskini daha da azaltır.
Katarakt ameliyatında kullanılan femtosaniye lazer ve intraoperatif aberrometri gibi teknolojiler de cerrahi hassasiyeti artırır. Böylece görme bozuklukları daha etkin bir şekilde düzeltilir ve ameliyat sonrası gözlük ihtiyacı azalır. Ayrıca premium göz içi lensler astigmat ve presbiyopi gibi sorunları düzelten kişiselleştirilmiş tedavilere imkan sağlar.
Öte yandan diyabet gibi genel sağlık sorunları veya makula dejenerasyonu gibi göz rahatsızlıkları olan hastalarda sonuçlar biraz daha düşük olabilir.
Katarakt Ameliyatına Nasıl Hazırlanılır?
Katarakt ameliyatına hazırlanmak için ameliyat öncesi değerlendirme ilaç yönetimi ve işlem günü hazırlıkları gibi birkaç önemli adım bulunur. İlk olarak ameliyat öncesi değerlendirme yapılır. Bu değerlendirmede gözün detaylı incelenmesi ve hastanın tıbbi geçmişi gözden geçirilir. Örneğin kuru göz hastalığı, retina bozuklukları veya astigmat gibi durumlar incelenir. Ayrıca doğru göz içi lensin (GİL) seçimi için kornea topografyası ve maküler OCT taramaları yapılır. Böylelikle hastanın görme ihtiyaçlarına göre en uygun GİL seçilir ve ameliyat sonrası iyileşme süreci desteklenir.
Ameliyat öncesi değerlendirmeden sonra ilaç yönetimi önem kazanır. Hastalar kullandıkları tüm ilaçların bir listesini cerrahi ekibe sunmalıdır. Bu liste kan sulandırıcılar veya takviyeler gibi reçetesiz ilaçları da içerir. Özellikle kan sulandırıcı kullanan hastalar için geçici ilaç kesme önerilebilir. Diyabet hastaları için kan pıhtılaşmasını izlemek amacıyla INR testi gerekebilir. Ameliyat öncesi enfeksiyonu önlemek için göz damlaları da reçete edilebilir. Ayrıca ameliyat günü kaygısını azaltmak için sakinleştirici ilaçlar kullanılabilir.
Ameliyat günü geldiğinde hastaların rahat kıyafetler giymesi önerilir. Aynı zamanda mücevher, makyaj ve parfüm gibi ürünlerden kaçınmaları tavsiye edilir. Anestezi türüne bağlı olarak açlık süresi değişiklik gösterebilir. Örneğin lokal anestezi sırasında minimum kısıtlama bulunurken genel anestezi birkaç saatlik açlık gerektirir. Ameliyat sonrasında araç kullanılamayacağı için hastalar dönüş için ulaşım ayarlamalıdır.
Ek olarak diyabet hastalarına düşük kan şekerine karşı tedbir almaları önerilir. Bu nedenle ameliyat günü yanlarında meyve suyu gibi şekerli bir içecek bulundurmaları önemlidir. Son olarak hastaların rahat bir süreç geçirmesi adına gereken tüm medikal bilgilerle birlikte hazırlıklı gelmeleri tavsiye edilir.
Katarakt Ameliyatı Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?
Ameliyat sonrası bakım iltihabı en aza indirmek ve enfeksiyon riskini azaltmak için önemlidir. Katarakt ameliyatı sonrasında doktorlar hastalara çeşitli ilaçlar reçete eder ve göz bakımı önerilerinde bulunur. Öncelikle hastaların kullanması gereken ilaçlar belirlenir.
- Anti-enflamatuar İlaçlar: Ameliyattan sonra iltihapla başa çıkmak amacıyla steroid veya steroid olmayan anti-enflamatuar damlalar reçete edilir. Prednizolon gibi steroid damlalar genellikle ameliyat sonrası hemen başlatılır ve kademeli olarak azaltılır. İlaveten ketorolak veya bromfenak gibi NSAID’ler iltihabı daha da kontrol altına almak için kullanılabilir.
- Antibiyotikler: Enfeksiyon riskini en aza indirmek için genellikle ilk hafta boyunca topikal antibiyotikler uygulanır. Bu antibiyotikler günde birkaç kez damlatılır ve enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltır. Ayrıca intraoperatif antibiyotik uygulamaları ile enfeksiyon riskleri daha da azaltılabilir.
Ameliyat sonrası dönemde göz içi basıncının izlenmesi komplikasyonları önlemek için önem taşır. Özellikle ameliyatın birinci günü yapılan kontrol göz içi basınç seviyelerinin değerlendirilmesini sağlar. Bu süreçte anormal değerler görüldüğünde ek tedavilere başvurulabilir. Göz içi iltihaplanmalarında ise damla tedavisine yanıt vermeyen hastalar için subkonjonktival veya intravitreal enjeksiyonlar uygulanabilir. Bu tedaviler özellikle iyileşme sürecinin hızlandırılmasında etkilidir.
Görme keskinliği takip ziyaretleri ameliyattan sonra birinci gün birinci hafta ve birinci ayda gerçekleştirilir. Bu kontrollerde enfeksiyon veya görme bozuklukları gibi olumsuz belirtiler değerlendirilir ve gerekirse müdahale yapılır. Kornea ödemi gibi sorunlar görüldüğünde ikinci göz ameliyatı geciktirilebilir. Ayrıca oküler yüzey problemleri özellikle kuru göz yapay gözyaşları veya punktal tıkaçlarla hafifletilebilir.
Katarakt Ameliyatına Karşı Direnç Nasıl Gelişir?
Katarakt ameliyatına karşı direnç özellikle antimikrobiyal direnç açısından önemli bir sorun haline gelmiştir. Bunun başlıca nedeni antibiyotiğe dirençli bakterilerin artan prevalansıdır. Özellikle Staphylococcus türleri sık kullanılan antibiyotiklere direnç geliştirmiştir. Bu durum katarakt ameliyatından sonra ortaya çıkabilecek nadir ama ciddi bir enfeksiyon olan postoperatif endoftalmitis riskini artırır. Antimikrobiyal direnç bakterilerin hızlı mutasyon ve adaptasyon yetenekleri nedeniyle gelişir. Ayrıca antibiyotiklerin yanlış kullanımı bu süreci hızlandırır. Sonuç olarak profilaktik antibiyotik kullanımını zorlaştırır ve etkinliği sağlamak için bakteriyel duyarlılığın sık sık değerlendirilmesini gerektirir.
Bazı oftalmologlar profilaktik antibiyotik kullanımını sınırlamayı ve bunun yerine sefüroksim gibi intracameral antibiyotik enjeksiyonlarını tercih etmeyi önermektedir. Ancak sefüroksim’in etkinliği de zamanla azalabilir. Çünkü bazı Gram-pozitif ve Gram-negatif bakteriler bu ilaca karşı direnç geliştirebilir. Ayrıca alternatif antibiyotiklerin kullanımı da değerlendirilmektedir. Ancak karbapenemler ve aminoglikozidler gibi ilaçların sistemik toksisiteleri ve direnç gelişimine katkıları nedeniyle kullanımları sınırlıdır. Direnç gelişimini önlemek için antibiyotiklerin akılcı kullanımı önemlidir. Ayrıca bakteriyel duyarlılığın düzenli olarak izlenmesi gereklidir. Bu sayede uygun antibiyotik seçimi ve etkin profilaksi sağlanabilir.
Dahası hasta ile ilgili faktörler de direnç gelişimini etkileyebilir. Örneğin oküler yüzeydeki bakteriyel flora ve biyofilm varlığı önemli rol oynar. Biyofilmlerin varlığı bakterilerin antibiyotiklere karşı korunmasına yardımcı olur. Bu nedenle biyofilm oluşumunu engelleyen tedaviler önem kazanmaktadır. Altta yatan sağlık koşulları da bağışıklık tepkisini etkileyerek direnç oluşumunu kolaylaştırabilir. Bu dinamikleri anlamak hem preoperatif hem de postoperatif bakım stratejilerinin etkinliğini artırır.
Türkiye’nin En İyi Katarakt Ameliyatı Yapılan Ülkelerden Biri Olma Nedenleri
- Deneyimli göz doktorları: Refraktif cerrahi alanında uzman, binlerce vaka deneyimi olan hekimler bulunur.
- Son teknoloji cihazlar: SMILE, iLASIK, PRK gibi gelişmiş lazer sistemleri yaygın olarak kullanılır.
- Uygun maliyet: Avrupa ve ABD’ye göre %60-70 daha uygun fiyatlarla işlem yapılır.
- Kısa bekleme süresi: Muayene ve ameliyat süreçleri hızlı ve planlı ilerler.
- Uluslararası hasta kabulü: Sağlık turizmi kapsamında yabancı hastalara özel hizmetler sunulur.
- Yüksek başarı oranı: Gözlük ve lens ihtiyacını ortadan kaldıran kalıcı çözümler sunulur.
- Tatil + tedavi imkânı: İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde hem lazer ameliyatı hem şehir turizmi bir arada yapılabilir.
- Güvenilir hasta yorumları: Sosyal medya ve forumlarda paylaşılan olumlu hasta deneyimleri tercihleri artırır.
İzmir'de Katarakt Ameliyatı Yapan Doktorlar ve Hastaneler
Katarakt Ameliyatı İzmir'de göz doktorları tarafından uygun alt yapıya sahip devlet veya özel hastanelerde yapılır.
Ortalama Katarakt Ameliyatı Fiyatları Ne Kadar ?
Ortalama Katarakt Ameliyatı fiyatları için lütfen bizimle iletişime geçin.
Katarakt Ameliyatı Yaptıranların Yorumları
Doç. Dr. Berkay Akmaz'ın hasta yorumları için Google Maps veya Doktortakvimi'ne göz atabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Katarakt ameliyatı hangi durumlarda gereklidir?
Katarakt ameliyatı, gözdeki doğal merceğin bulanıklaşarak günlük yaşamı zorlaştıracak şekilde görme kaybına yol açması durumunda gerekli hale gelir. Türkiye’de katarakt ameliyatları, yaşlanan nüfus nedeniyle artmaktadır ve yılda milyonlarca ameliyat yapılmaktadır. Ameliyat sonrası başarı oranı %95’in üzerindedir ve çoğu hasta görme kalitesinde belirgin bir iyileşme sağlar. Gelişmiş ülkelerde daha fazla katarakt ameliyatı yapılırken, gelişmekte olan bölgelerde bu oranlar daha düşük olabilir. Katarakt ameliyatı, görme kaybının günlük yaşamı etkileyip etkilemediğine bağlı olarak bir göz doktoru tarafından tavsiye edilmelidir.
Ameliyat sırasında hangi tür lensler kullanılır?
Katarakt ameliyatında, bulanıklaşan doğal lens yerine yapay bir göz içi mercek (IOL) yerleştirilir. Ana IOL türleri şunlardır: Monofokal IOL’ler: Sadece bir mesafede net görme sağlar, genellikle uzak mesafe için ayarlanır ve yakın mesafe için gözlük gerektirir. Multifokal IOL’ler: Birden fazla odak noktasına sahip olup, farklı mesafelerde net görme sağlayarak gözlük kullanımını azaltır. Toric IOL’ler: Astigmatizmayı düzeltmek için, merceklerinde farklı meridyenlerde farklı güçlere sahip olan lenslerdir. Uzun Derinlikli Fokus (EDOF) IOL’ler: Tek bir uzun odak noktası yaratır ve çok odaklı lenslerle ilişkili parıltı ve haleler gibi sorunları azaltmayı amaçlar. Akomodasyonel IOL’ler: Gözdeki doğal uyum hareketini taklit ederek, farklı mesafelere odaklanabilmek için şekil değiştirir veya hareket eder. IOL seçimi, hastanın görme ihtiyaçlarına ve yaşam tarzına göre özelleştirilir.
Katarakt ameliyatı sonrası görme ne zaman düzelir?
Katarakt ameliyatı sonrası birçok hasta, birkaç gün içinde görme iyileşmesi fark eder ve önemli bir gelişme genellikle ilk hafta içinde görülür. Görmenin tam olarak stabil hale gelmesi birkaç hafta sürebilir, çünkü göz tamamen iyileşip yeni iç göz merceğine uyum sağlar. İlk başta bulanıklık veya puslu görme yaşanması yaygın olsa da bu semptomlar zamanla azalır.
Ameliyatın komplikasyon riski var mıdır?
Katarakt ameliyatı genellikle güvenli olmakla birlikte, bazı potansiyel komplikasyonlar bulunmaktadır. Bu komplikasyonlar arasında en sık görülenler, %0.5 ila %5.2 arasında değişen oranlarla arka kapsül yırtığı ve %1 ila %2 oranıyla kistik maküler ödemdir. Ayrıca cerrahi müdahale sırasında zonüler dializis (%0.32) ve arka kapsül yırtığı (%0.14) gibi komplikasyonlar nadiren görülmektedir. Ameliyat sonrası enfeksiyon (endoftalmit), %0.092 oranında meydana gelmektedir. Retina dekolmanı riski ise %0.5 ile %0.6 arasında değişir. Arka kapsüler opasite (gözde opaklaşma) ise beş yıl içinde hastaların %28.4’ünde gelişebilir. Diğer olası komplikasyonlar arasında artmış göz içi basıncı, korneal ödem ve göz içi lensinin yerinden oynaması yer alır. Ancak tüm bu komplikasyonlar oldukça nadirdir ve katarakt ameliyatı yüksek başarı oranına sahiptir.
Katarakt ameliyatından sonra tekrar katarakt oluşabilir mi?
Katarakt ameliyatı sonrasında “ikincil katarakt” olarak da bilinen posterior kapsül opasifikasyonu (PKO) gelişebilir. PKO, lensin arka kapsülünde hücrelerin çoğalması sonucu bulanıklık meydana gelmesidir. Yapılan çalışmalara göre, PKO’nun ilk yıl içinde %11,8, üç yıl içinde %20,7 ve beş yıl içinde %28,4 oranında görülmesi beklenmektedir. Bu durum, genellikle Nd:YAG lazer kapsülotomi adı verilen hızlı ve ağrısız bir işlemle tedavi edilir. Bu işlem, bulanıklaşan kapsülde açılma yaparak görme netliğini geri kazandırır. Ameliyat sonrası PKO riski, kullanılan cerrahi teknikler ve mercek tasarımlarındaki ilerlemelerle azalmış olsa da hala yaygın bir komplikasyon olarak kalmaktadır.
Katarakt Ameliyatından Sonra Gözlük Takılır Mı?
Genellikle ameliyat sonrası hastaların gözlük ihtiyacı azalır. Ancak göz içi lens (GİL) seçiminize göre yine de yakın gözlüğü veya belirli mesafeler için gözlük kullanmanız gerekebilir. Örneğin monofokal lens takılan hastalar çoğunlukla uzak görüşte netlik sağlar ama yakın mesafede okuma gözlüğüne ihtiyaç duyabilirler. Multifokal veya trifokal lens tercih eden hastalarda ise gözlük bağımlılığı büyük oranda azalır. Yine de herkesin iyileşme süreci ve görme beklentisi farklı olduğu için, kesin karar için doktorunuza danışmalısınız.
İkinci Kez Katarakt Ameliyatı Olur Mu?
Prensipte bir gözde katarakt ameliyatı genellikle tek sefer yapılır. Ancak nadir de olsa ek görme sorunlarını düzeltmek amacıyla, mevcut lensin üzerine “piggyback” adı verilen ek bir lens yerleştirmek gerekebilir. Bu işlem, takılı olan lensi tamamen değiştirmekten daha güvenli kabul edilir. Her vaka farklıdır; ihtiyaç olması halinde doktorunuz sizi ayrıntılı olarak bilgilendirecektir.
Katarakt Ameliyatı İki Göz Kaç Gün Arayla Yapılır?
İki göz için ameliyat tarihi genelde 1 ila 4 hafta arayla planlanır. Burada amaç ilk gözün iyileşme durumunu takip etmek ve görme performansını değerlendirmektir. Bazı özel durumlarda, her iki göz ameliyatı aynı gün (ISBCS) yapılabilir. Bu kararı, hastanın genel sağlık durumu kataraktın derecesi ve doktorun tavsiyesi belirler.
Katarakt Ameliyatı Kaç Saat Sürer?
Katarakt ameliyatı çoğu zaman 10 ila 30 dakika arasında sürer ve hastalar genellikle aynı gün evlerine dönebilir. İşlem süresi hastadan hastaya, anestezi yöntemine ve kullanılan teknolojiye göre değişiklik gösterebilir.
Katarakt Ameliyatı Sonrası Damla Kaç Gün Kullanılır?
Ameliyatın ardından doktorunuz antibiyotikli ve antienflamatuvar damlalar reçete eder. Bu damlaların kullanım süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte genelde birkaç hafta boyunca devam eder. Bazı hastalar ek olarak suni gözyaşı gibi destekleyici damlalar da kullanabilir. Tamamen iyileşme sürecini takip etmek adına doktorunuzun yönlendirmesine uymanız önemlidir.
Katarakt Ameliyatı Olmazsam Ne Olur?
Katarakt tedavi edilmezse zamanla görme kalitesi daha da bozulabilir ve hatta ilerleyen safhalarda körlüğe kadar gidebilir. Katarakt, dünya çapında önlenebilir körlüğün en sık nedenlerinden biridir. İleri derecede görme kaybı; günlük yaşamı, iş hayatını ve kişisel güvenliği önemli ölçüde olumsuz etkiler. Ameliyat, genellikle çok başarılı bir yöntem olup erken tedavi sizi bu risklerden korur.