Episklerit, gözün beyaz kısmını örten ince tabakanın iltihabıdır ve genellikle hafif seyreder. Sklerit ise daha derin dokuları etkileyen, şiddetli ağrı ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir hastalıktır. İki durumun ayırt edilmesi, tedavi planı açısından büyük önem taşır.

Episklerit genellikle alerji, enfeksiyon veya bağ dokusu hastalıkları ile ilişkilidir. Hafif kızarıklık, batma ve ağrı en sık görülen belirtilerdir. Çoğu zaman kendi kendine düzelir ancak sık tekrarlayan olgularda göz hekimi kontrolü gerekir.

Sklerit ise romatizmal hastalıklar, otoimmün bozukluklar veya enfeksiyonlara bağlı gelişebilir. Şiddetli ağrı, ışık hassasiyeti ve görme azalması ile seyreder. Tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına neden olabilir.

Tedavide episkleritte genellikle topikal damlalar yeterli olurken, skleritte kortikosteroid veya bağışıklık baskılayıcı ilaçlar gerekebilir. Doğru tanı ve erken tedavi, komplikasyonların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

İçindekiler

Episklerit ve Sklerit Nedir?

Episklerit ve sklerit, gözün dış kısmında yer alan sklera dokusunun iltihaplanmasına bağlı gelişen iki farklı durumdur. Episklerit, skleranın yüzeyine yakın tabakanın hafif ve genellikle ağrısız iltihabıdır. Sklerit ise daha derin tabakaları etkileyen, ağrılı ve daha ciddi bir iltihaptır. Sklerit genellikle bağ dokusu hastalıklarıyla ilişkilidir ve tedavi gerektirir; episklerit ise çoğunlukla kendiliğinden düzelebilir.

Episklerit ve Sklerit Tam Olarak Gözün Neresini Etkiler?

Gözümüz katmanlardan oluşur. En dışta, gözün beyazı dediğimiz sert bir tabaka vardır, buna sklera diyoruz. Skleranın hemen üzerinde ise episklera adında daha ince, damardan zengin bir doku bulunur. İşte episklerit bu ince dış tabakanın iltihabıdır. Sklerit ise daha derindeki sert beyaz tabakanın, yani skleranın iltihabıdır. İltihabın hangi katmanda olduğu, belirtileri ve tedaviyi tamamen değiştirir.

Episklerit ve Sklerit Durumunda Damarlar Neden Farklı Görünür?

Episklera tabakası yüzeye yakındır ve bol miktarda küçük kan damarı içerir. Bu damarlar iltihaplandığında genişler ve göze parlak kırmızı veya pembe bir renk verir. Bu yüzeyel damarlar bazen özel bir damla (fenilefrin) damlatıldığında büzüşebilir ve kızarıklık azalır. Sklerit ise daha derindeki sklerayı etkiler. Buradaki iltihap, daha derin damarları tuttuğu için gözdeki kızarıklık genellikle daha koyu, morumsu bir tonda olur. Bu derin damarlar fenilefrin damlasıyla büzüşmez.

Basit Episklerit ve Sklerit En Sık Görülen Tip midir?

Evet, episkleritin en sık karşılaşılan tipi basit episklerittir. Bu durumda gözün beyaz kısmında belirgin bir şişlik (nodül) olmadan, damarlarda bir kızarıklık ve dolgunluk görülür. Bu kızarıklık bazen gözün sadece bir bölümünde (sektörel) olabilir, bazen de daha geniş bir alana (diffüz) yayılabilir. Genellikle ani başlar ve çoğu zaman hafif bir rahatsızlık hissiyle seyreder.

Nodüler Episklerit ve Sklerit Farkı Nedir?

Nodüler episklerit, basit tipe göre daha az görülür. Bu durumda iltihaplı bölgede küçük, kabarık bir yumru (nodül) oluşur. Bu nodül genellikle dokunmakla biraz hassas olabilir. Basit episklerite göre biraz daha yavaş başlayabilir, daha uzun sürebilir ve biraz daha fazla rahatsızlık verebilir. Ayrıca nodüler episkleritin vücuttaki başka bir rahatsızlıkla ilişkili olma ihtimali basit tipe göre biraz daha yüksektir.

Ön Sklerit ve Sklerit Ne Kadar Yaygındır?

Sklerit vakalarının büyük çoğunluğu (%90 civarı) gözün ön kısmını etkiler. Buna ön sklerit (anterior sklerit) denir. Göz kaslarının gözün beyaz kısmına yapıştığı yerin önündeki skleranın iltihaplanmasıdır. Ön skleritin de kendi içinde farklı tipleri vardır ve hastalığın ciddiyeti bu tiplere göre değişir.

Diffüz Ön Sklerit ve Sklerit Nasıl Seyreder?

Diffüz ön sklerit, ön skleritin en yaygın ve genellikle en hafif seyirli tipidir. Sklerit vakalarının yaklaşık yarısını oluşturur. Bu tipte, gözün beyaz kısmında yaygın bir kızarıklık ve şişlik görülür. Ağrı olabilir ancak genellikle diğer sklerit tiplerine göre daha yönetilebilirdir. Görmeyi tehdit etme riski daha düşüktür ve genellikle tedaviye iyi yanıt verir.

Nodüler Ön Sklerit ve Sklerit İçin Hangi Riskler Vardır?

Nodüler ön sklerit, sklerit vakalarının yaklaşık %15-40’ını oluşturur. Bu tipte, sklerada bir veya birden fazla, dokunmakla hassas, kızarık ve yerinden oynamayan sert şişlikler (nodüller) oluşur. Ağrı genellikle diffüz tipe göre daha belirgindir. Bu tipin önemli bir riski, zamanla daha ciddi olan nekrotizan (doku hasarı yapan) sklerite ilerleyebilmesidir. Ayrıca sık sık tekrarlama eğilimi de vardır.

Nekrotizan Ön Sklerit ve Sklerit Neden En Şiddetli Formdur?

Nekrotizan ön sklerit, skleritin en ciddi ve en tehlikeli formudur. Şiddetli, dayanılmaz, oyucu bir ağrı tipiktir. Bu tipte, sklerada belirgin bir doku hasarı, incelme ve erime (nekroz) meydana gelir. İncelen skleranın altındaki koyu renkli damar tabakası (koroid) görünür hale gelebilir. Göz küresinin delinme riski bile vardır. Genellikle altta yatan ciddi bir sistemik hastalıkla, özellikle vaskülitlerle (damar iltihapları) ilişkilidir ve acil, yoğun tedavi gerektirir.

Scleromalacia Perforans Denilen Ağrısız Sklerit ve Sklerit Kimlerde Görülür?

Bu skleritin çok nadir görülen özel bir tipidir. En şaşırtıcı özelliği, diğer sklerit tiplerinin aksine, şiddetli ağrının olmaması veya çok az olmasıdır. Sinsi başlar ve yavaş ilerleyerek sklerada belirgin bir incelmeye neden olur. Göz beyazı adeta erir ve altındaki dokular görünür hale gelir. Neredeyse sadece uzun yıllardır ilerlemiş romatoid artriti olan kadınlarda görülür. Ağrısız olması, tanının gecikmesine neden olabilir ancak oldukça ciddi bir durumdur.

Arka Sklerit ve Sklerit Tanısı Neden Zordur?

Arka sklerit (posterior sklerit), göz küresinin arka kısmındaki skleranın iltihaplanmasıdır ve oldukça nadir görülür. Bu durumda en önemli zorluk, gözün ön kısmının tamamen normal, beyaz görünebilmesidir. Bu nedenle tanı koymak zorlaşır. Ancak hastada genellikle göz hareketleriyle artan ağrı, görme bulanıklığı veya görme kaybı gibi şikayetler bulunur. Tanı için mutlaka özel görüntüleme yöntemleri, özellikle göz ultrasonografisi gereklidir.

Episklerit ve Sklerit Çoğunlukla Neden Kaynaklanır?

Episklerit vakalarının büyük çoğunluğunda, yaklaşık üçte ikisinde, altta yatan belirli bir neden bulunamaz. Bu duruma “idiyopatik” yani nedeni bilinmeyen episklerit denir. Vücutta başka bir sorun olmaksızın, sadece gözün episklera tabakasında bir iltihaplanma meydana gelir. Genellikle zararsızdır ve kendiliğinden geçer.

Episklerit ve Sklerit Enfeksiyonlardan Kaynaklanabilir mi?

Evet, nadir de olsa bazı enfeksiyonlar episkleriti tetikleyebilir. Zona (göz çevresinde veya yüzde döküntüyle seyreden Herpes zoster enfeksiyonu), uçuk (Herpes simplex), frengi (sifiliz), verem (tüberküloz), Lyme hastalığı veya kedi tırmığı hastalığı gibi enfeksiyonlar bazen episklerite yol açabilir. Ancak bu durum nedeni bilinmeyen (idiyopatik) episklerite göre çok daha az sıklıkta görülür.

Sklerit ve Sklerit Vakalarında Altta Yatan Hastalık Ne Kadar Önemlidir?

Sklerit için durum episkleritten çok farklıdır. Sklerit vakalarının yarısından fazlasında, altta yatan ciddi bir sistemik (vücudun genelini ilgilendiren) hastalık bulunur. Özellikle romatizmal hastalıklar, bağ dokusu hastalıkları veya vaskülitler (damar iltihapları) skleritle yakından ilişkilidir. Hatta bazen sklerit, bu altta yatan ciddi hastalığın ilk belirtisi olabilir. Bu nedenle sklerit tanısı konulduğunda, mutlaka altta yatan bir hastalık olup olmadığını araştırmak gerekir.

Enfeksiyonlar Sklerit ve Sklerit İçin Ne Kadar Risk Taşır?

Enfeksiyonlar da sklerite neden olabilir, ancak bu durum otoimmün hastalıklara bağlı sklerite göre daha nadirdir (tüm sklerit vakalarının %5-10’u). Bakteriler, virüsler (özellikle zona virüsü), mantarlar veya parazitler sklerite yol açabilir. Özellikle geçirilmiş göz ameliyatları sonrası gelişen skleritlerde enfeksiyon riski daha yüksektir (“Cerrahiye Bağlı Nekrotizan Sklerit” veya SINS). Enfeksiyöz skleriti diğer tiplerden ayırmak çok önemlidir çünkü tedavisi tamamen farklıdır ve bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanılamaz.

Romatoid Artrit ile Episklerit ve Sklerit Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?

Romatoid artrit (RA), hem episklerit hem de skleritle ilişkili olabilen otoimmün bir eklem hastalığıdır. Ancak ilişki sklerit için çok daha güçlü ve önemlidir. Episklerit bazen RA hastalarında görülebilse de sklerit RA’nın daha ciddi göz bulgularından biridir. Özellikle nekrotizan sklerit ve ağrısız tip olan scleromalacia perforans, sıklıkla ilerlemiş RA ile birlikte görülür. RA hastalarında sklerit gelişme riski, genel nüfusa göre daha yüksektir.

Vaskülitler (Damar İltihapları) Episklerit ve Sklerit İçin Ne Anlama Gelir?

Vaskülitler, kan damarlarının iltihaplandığı ciddi sistemik hastalıklardır. Granülomatozis ile Polianjiit (GPA), Poliarteritis Nodosa (PAN) gibi vaskülitler, skleritle güçlü bir ilişki gösterir. Hatta sklerit, bazen bu hayatı tehdit edebilen hastalıkların ilk işareti olabilir. Vaskülitlerle ilişkili sklerit genellikle en şiddetli tip olan nekrotizan formdadır ve acil tedavi gerektirir. Episklerit de bazen vaskülitlerle ilişkili olabilir, ancak bu durum sklerite göre daha nadirdir.

Diğer Hangi Hastalıklar Episklerit ve Sklerit ile İlişkili Olabilir?

Romatoid artrit ve vaskülitlerin yanı sıra başka birçok sistemik hastalık da episklerit veya skleritle ilişkili olabilir. Bunlar arasında Sistemik Lupus Eritematozus (SLE), İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları (Crohn ve Ülseratif Kolit), Ankilozan Spondilit, Sedef Romatizması (Psöriatik Artrit), Sjögren Sendromu, Sarkoidoz ve Gut hastalığı sayılabilir. Enfeksiyon hastalıklarından tüberküloz ve sifiliz de özellikle skleritle ilişkili olabilir. Bu ilişkiler sklerit için daha sık ve belirgindir.

Episklerit ve Sklerit Ağrısı Nasıl Ayırt Edilir?

Ağrı, bu iki durumu ayırt etmedeki en önemli ipuçlarından biridir. Episkleritte genellikle ağrı ya hiç olmaz ya da hafif bir rahatsızlık, batma, sızlama veya hassasiyet şeklindedir. Şiddetli ağrı beklenmez. Skleritte ise durum tam tersidir. Genellikle şiddetli, derin, oyucu, gözün içine işleyen, hatta başa, yüze, alına yayılan bir ağrı vardır. Bu ağrı gece uykudan uyandırabilir. Tek istisna, ağrısız seyreden scleromalacia perforans tipidir.

Episklerit ve Sklerit Kızarıklığı Arasındaki Fark Nedir?

Her ikisinde de gözde kızarıklık olur ancak görünümü farklıdır. Episkleritte kızarıklık genellikle daha canlı, parlak kırmızı veya pembe renktedir. Yüzeyel damarlar belirginleşir. Skleritte ise iltihap daha derinde olduğu için kızarıklık genellikle daha koyu, soluk, morumsu veya mavimsi-kırmızı bir tondadır. Kızarıklığın rengi ve tonu, doktorun ayırıcı tanıda dikkat ettiği önemli bir bulgudur.

Görme Bozukluğu Episklerit ve Sklerit İçin Ne İfade Eder?

Görme üzerindeki etki de önemli bir farktır. Episklerit genellikle görme keskinliğini etkilemez. Yani kişi episklerit atağı sırasında genellikle net görmeye devam eder. Sklerit ise sıklıkla görmeyi bozar. Bulanık görme veya görme keskinliğinde azalma skleritin yaygın bir belirtisidir. Bu durum skleritin gözün daha derin ve görme için önemli yapılarını (kornea, lens, retina, görme siniri) etkileyebildiğini gösterir ve durumun ciddiyetine işaret eder.

Episklerit ve Sklerit İçin Doktor Muayenesi Neden Önemlidir?

Doğru tanı koymak için doktorun yapacağı detaylı bir göz muayenesi şarttır. Doktorunuz şikayetlerinizi dinledikten sonra özel bir mikroskop olan biyomikroskop (slit-lamp) ile gözünüze bakacaktır. Bu muayene ile iltihabın hangi katmanda olduğunu (yüzeyel mi, derin mi?), damarların yapısını, rengini, nodül olup olmadığını, gözün diğer kısımlarının (kornea, göz içi sıvısı, lens) etkilenip etkilenmediğini ve göz tansiyonunu değerlendirir. Bu bulgular, episklerit ile skleriti ayırt etmede kritik rol oynar.

Fenilefrin Damlası Episklerit ve Sklerit Tanısında Nasıl Yardımcı Olur?

Fenilefrin, kan damarlarını büzüştüren bir maddedir. Doktorunuz muayene sırasında gözünüze bu damladan damlatabilir. Eğer iltihap episkleradaki gibi yüzeyel damarlardaysa, bu damlalar büzüşür ve gözdeki kızarıklık 10-15 dakika içinde belirgin şekilde azalır, göz beyazlar. Ancak iltihap skleradaki gibi derin damarlardaysa, fenilefrin damlası bu derin damarları etkilemez ve kızarıklık devam eder. Bu basit test, iki durumu ayırt etmede değerli bir ipucu sağlar.

Episklerit ve Sklerit İçin Ne Zaman Kan Tahlili Gerekir?

Eğer ilk kez basit bir episklerit atağı geçiriyorsanız, genellikle kan tahlili gibi ek testlere gerek duyulmaz. Ancak episklerit sık sık tekrarlıyorsa veya nodüler tipteyse, altta yatan bir neden olabileceği düşünülerek bazı kan testleri istenebilir. Sklerit durumunda ise işler değişir. Skleritin yarısından fazlası sistemik bir hastalıkla ilişkili olduğundan, sklerit tanısı konulan hemen herkeste altta yatan hastalığı (romatizma, vaskülit vb.) araştırmak veya dışlamak için kapsamlı kan tahlilleri yapmak standart bir yaklaşımdır.

Görüntüleme Yöntemleri Episklerit ve Sklerit Tanısında Nerede Kullanılır?

Görüntüleme yöntemleri genellikle ön sklerit veya episklerit tanısı için rutin olarak kullanılmaz. Ancak gözün arka kısmını tutan arka skleritten şüpheleniliyorsa veya tanı belirsizse görüntüleme çok önemlidir. Özellikle B-mod ultrasonografi, arka skleranın kalınlığını, çevresindeki sıvı birikimini ve olası komplikasyonları (retina dekolmanı gibi) göstermede çok değerlidir. Nadiren, tanıyı doğrulamak veya diğer durumları dışlamak için MR veya BT gibi yöntemlere de başvurulabilir.

Episklerit ve Sklerit Göz Nezlesinden (Konjonktivit) Nasıl Ayrılır?

Konjonktivit (pembe göz veya göz nezlesi) göz kızarıklığının en sık nedenidir. Ancak episklerit ve skleritten bazı önemli farkları vardır. Konjonktivitte genellikle gözde çapaklanma veya sulu akıntı olurken, episklerit ve skleritte akıntı tipik değildir. Konjonktivitte ağrı genellikle batma, yanma veya kaşıntı şeklindeyken, skleritte çok daha şiddetli ve derindir. Episkleritteki kızarıklık genellikle konjonktivite göre daha belirli bir bölgededir.

Üveit ile Episklerit ve Sklerit Arasındaki Farklar Nelerdir?

Üveit, gözün iç kısmındaki uvea tabakasının (iris, siliyer cisim, koroid) iltihabıdır. Sklerit ise gözün dış beyaz kısmının iltihabıdır. Üveitte iltihap gözün içindedir ve muayenede ön kamarada hücreler, kornea arkasında birikintiler gibi bulgular görülür. Skleritte ise iltihap skleranın kendisindedir. Ancak bazen sklerit ve üveit birlikte görülebilir. Ağrı ve ışık hassasiyeti her ikisinde de olabilir, ancak muayene bulguları farklıdır.

Episklerit ve Sklerit Tedavisinde İlk Adımlar Nelerdir?

Episklerit genellikle iyi huylu bir durum olduğu için tedavi basit başlar. Çoğu vaka kendiliğinden geçtiği için bazen sadece takip yeterli olabilir. Rahatlamak için soğuk uygulama yapmak veya doktorunuzun önereceği yapay gözyaşı damlalarını kullanmak faydalı olabilir. Bu damlaları buzdolabında saklamak, damlattığınızda serinletici bir etki yaratabilir. Şikayetler hafifse genellikle bu destekleyici önlemler yeterli olur.

Episklerit ve Sklerit İçin Hangi Damlalar Kullanılır?

Eğer destekleyici tedavi yeterli olmazsa veya şikayetler rahatsız ediciyse, doktorunuz damla tedavisi önerebilir. İlk seçenek genellikle NSAID (non-steroidal anti-inflamatuar) içeren iltihap giderici damlalardır (örneğin diklofenak, ketorolak içerenler). Bunlar yeterli gelmezse veya durum daha şiddetliyse, kortizonlu (kortikosteroid) damlalar kullanılabilir. Kortizonlu damlalar daha etkilidir ancak göz tansiyonunu yükseltme gibi yan etkileri olabileceğinden mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalı ve doz yavaşça azaltılarak kesilmelidir.

Episklerit ve Sklerit İçin Ağızdan İlaç Kullanılır mı?

Episklerit tedavisinde ağızdan ilaç kullanımı genellikle ilk tercih değildir. Ancak damla tedavilerine yanıt alınamayan inatçı vakalarda veya özellikle nodüler episkleritte, doktorunuz ağızdan alınan NSAID türü iltihap giderici ilaçlar (ibuprofen, naproksen gibi) reçete edebilir. Ağızdan kortizon kullanımı ise sadece episklerit için çok nadiren gerekir, genellikle altta yatan başka bir sistemik hastalık varsa düşünülür.

Sklerit ve Sklerit Tedavisi Neden Daha Ciddidir?

Sklerit, episkleritten çok daha ciddi ve potansiyel olarak görmeyi tehdit eden bir durum olduğu için tedavisi de daha ciddidir ve mutlaka bir göz doktoru tarafından yönetilmelidir. Sklerit genellikle sadece damlalarla tedavi edilemez çünkü iltihap daha derindedir. Tedavinin amacı ağrıyı kontrol altına almak, iltihabı baskılamak, doku hasarını önlemek ve altta yatan bir hastalık varsa onu da tedavi etmektir. Tedavi genellikle daha uzun süreli ve güçlü ilaçları gerektirir.

Sklerit ve Sklerit Tedavisinde Ağızdan Hangi İlaçlar Kullanılır?

Sklerit tedavisinin temelini genellikle ağızdan alınan ilaçlar oluşturur. İlk basamakta sıklıkla yüksek doz NSAID’ler (indometasin, naproksen gibi) kullanılır. Eğer bunlar yeterli olmazsa veya sklerit şiddetliyse (özellikle nekrotizan tipteyse veya arka sklerit varsa), ağızdan kortizon (prednizon gibi) tedavisine geçilir. Kortizon genellikle yüksek dozda başlanır ve yanıt alındıkça çok yavaş bir şekilde azaltılır. Kortizonun uzun süreli yan etkileri nedeniyle dikkatli takip şarttır.

Bağışıklık Baskılayıcı İlaçlar Episklerit ve Sklerit Tedavisinde Ne Zaman Gerekir?

Bağışıklık baskılayıcı ilaçlar (immünosupresifler), sklerit tedavisinde önemli bir yer tutar. Özellikle NSAID ve kortizona yanıt vermeyen, kortizon dozu azaltılamayan, sık tekrarlayan veya altta yatan ciddi bir romatizmal hastalık (RA, vaskülit gibi) olan hastalarda bu ilaçlara ihtiyaç duyulur. Metotreksat, azatioprin, siklofosfamid gibi ilaçlar veya daha yeni biyolojik ajanlar (TNF inhibitörleri, rituksimab gibi) kullanılabilir. Bu tedaviler genellikle göz doktoru ve romatoloji uzmanı işbirliğiyle yönetilir.

Enfeksiyöz Sklerit ve Sklerit Tedavisi Nasıl Yapılır?

Eğer skleritin nedeni bir enfeksiyon olarak belirlenirse, tedavi tamamen değişir. Bu durumda kortizon veya bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanmak enfeksiyonu daha da kötüleştirebilir. Tedavi, enfeksiyona neden olan mikrorganizmaya yönelik olmalıdır. Bakteriyel enfeksiyonlar için antibiyotikler, mantar enfeksiyonları için antifungaller, viral enfeksiyonlar (zona gibi) için antiviraller kullanılır. Bu ilaçlar damla, ağızdan veya bazen damardan verilebilir ve tedavi genellikle uzun sürer.

Sklerit ve Sklerit İçin Ameliyat Gerekebilir mi?

Sklerit tedavisinde ameliyat nadiren gerekir. Ancak en ciddi tipi olan nekrotizan skleritte, sklerada aşırı incelme veya delinme (perforasyon) meydana gelirse, gözün bütünlüğünü korumak için acil cerrahi müdahale gerekebilir. Bu durumda incelen bölgeye bir yama (greft) materyali dikilerek sklera duvarı güçlendirilir. Bu görmeyi korumak için yapılan zorunlu bir müdahaledir.

Episklerit ve Sklerit Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Hem episklerit hem de sklerit tekrarlayabilen durumlardır. Sklerit tedavisi genellikle uzun solukludur ve ilaçların düzenli kullanılması, doktor kontrollerinin aksatılmaması çok önemlidir. Özellikle kortizon ve bağışıklık baskılayıcı ilaçların olası yan etkileri açısından yakın takip gerekir. Altta yatan bir sistemik hastalık varsa, bu hastalığın tedavisi de skleritin kontrol altına alınmasında kritik rol oynar. Erken tanı ve doğru tedavi ile her iki durumda da iyi sonuçlar almak mümkündür, ancak sklerit daha dikkatli ve ısrarcı bir takip gerektirir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *