goz tansiyonu tedavisi Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı

İzmir’de göz tansiyonu (glokom) ameliyatı yapan göz doktorlarından biri olan Doç. Dr. Berkay Akmaz, glokom hastalığını etkili bir şekilde tedavi ederek görme kaybını engellemektedir. Göz tansiyonu, gözdeki sıvının birikmesi sonucu göz içi basıncının artması ve zamanla görme sinirine zarar vermesiyle ortaya çıkar. Tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabilir.

Göz tansiyonu ameliyatı, göz içindeki sıvı akışını düzenleyerek göz içi basıncının kontrol altına alınmasını sağlar. Bu işlem, çeşitli cerrahi yöntemlerle yapılabilir; en yaygın olanı, gözde bir drenaj kanalı açarak fazla sıvının vücuttan atılmasını sağlamaktır. Ameliyat, genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hastalar işlem sonrasında iyileşme sürecine başlarlar.

Ameliyat sonrası süreç, hastaların durumuna göre değişkenlik gösterebilir, ancak genellikle iyileşme hızlıdır. İlk günlerde hafif bir rahatsızlık olabilir, ancak çoğu hasta kısa süre içinde normal yaşamlarına dönebilir. Doç. Dr. Berkay Akmaz, tedavi sürecinde hastalarını yakından takip ederek en iyi sonuçları elde etmelerini sağlar.

Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı süreci, sonrası dikkat edilmesi gerekenler ve 2025 Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı fiyatları hakkında bilgi almak için iletişime geçebilir ya da İzmir, Konak'taki kliniğimizi ziyaret edebilirsiniz.

 

izmir burun estetiği doktoru
Hakkımda
Doç. Dr. Berkay AKMAZ
İzmir'de Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı yapan doktorlardan Doç. Dr. Berkay Akmaz, 1985 yılında İzmir’de doğdu. Babasının mesleği sebebi ile ilköğretim yıllarımı farklı illerde geçirdi. Eğitimine, 2003 yılında Gülhane Askeri Tıp Fakültesine başladı. 2010 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden Tıp doktoru ünvanı ile mezun oldu. Doç. Dr. Berkay Akmaz, 2010 yılında Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) neticesinde Türkiye 25. si olarak Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları ve Cerrahisi bölümünü kazanarak uzmanlık ihtisasına başladı. 2014 yılında uzmanlık eğitimini tamamladı.
Hakkımda

Sertifikalar

Tedavi YöntemiÖzellikleri
İlaç Tedavisi (Göz Damlası)Göz içi basıncını düşürmek için farklı türde göz damlaları kullanılır. Düzenli kullanım gerektirir.
Oral İlaçlarGöz damlalarına ek olarak ağızdan alınan ilaçlar kullanılabilir. Yan etkiler arasında mide bulantısı ve halsizlik yer alabilir.
Lazer Tedavisi (Trabeküloplasti)Gözdeki sıvı çıkışını artırmak için trabeküler ağ üzerine lazer uygulanır. Genellikle ayakta tedavi olarak yapılır.
Selektif Lazer Trabeküloplasti (SLT)Daha düşük enerjili lazer kullanılarak yapılan bir tedavi yöntemidir. Minimal doku hasarı oluşturur.
Mikropuls Lazer Trabeküloplasti (MLT)Düşük seviyeli lazerle göz içi basıncını düşürme amaçlanır. Yan etkileri azdır.
Cerrahi Tedavi (Trabekülektomi)Sıvı çıkışını sağlamak için gözde yeni bir kanal açılır. Genellikle ileri evre glokom vakalarında uygulanır.
Glokom İmplanti (Tüp Şant Cerrahisi)Göz içi sıvısını dışarı atmak için implant yerleştirilir. İleri evre glokomda etkili olabilir.
Minimal İnvaziv Glokom Cerrahisi (MIGS)Daha az kesikle yapılan cerrahi yöntemlerdir. Kısa iyileşme süresi ve düşük komplikasyon riski taşır.
Diyet ve Yaşam Tarzı DeğişiklikleriSağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimi önerilir. Tedaviye destek sağlar, tek başına yeterli değildir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı Nedir?

Göz tansiyonu ameliyatı, glokom hastalığında artan göz içi basıncını düşürmek amacıyla yapılan cerrahi bir müdahaledir. İlaçlarla kontrol altına alınamayan vakalarda tercih edilir. En yaygın yöntemler arasında trabekülektomi, tüp implantları ve lazer destekli cerrahiler bulunur. Bu işlemler, göz içi sıvısının drenajını artırarak görme sinirinin hasar görmesini önlemeyi hedefler. Erken müdahale, görme kaybını durdurmada kritiktir.

Göz Tansiyonu Tedavisi Nasıl Yapılır?

  • Prostaglandin Analogları: İlk basamak tedavi olarak kabul edilen bu ilaçlar gözdeki sıvı drenajını artırarak göz içi basıncını düşürür. Silyer kası üzerindeki hücre dışı matrisi yeniden yapılandırır. Latanoprost bimatoprost ve travoprost gibi ilaçlar bu sınıfa dahildir.
  • Beta-Blokerler: Timolol gibi bu ilaçlar aköz hümör üretimini azaltarak göz içi basıncını kontrol altına alır. Silyer epiteldeki beta reseptörlerini inhibe ederek gözdeki sıvı üretimini yavaşlatır.
  • Alfa-2 Adrenerjik Agonistler: Bu ilaçlar hem aköz hümör üretimini azaltır hem de sıvı çıkışını artırır. Brimonidin gibi ajanlar alfa-2 reseptörlerini aktive ederek göz içi basıncı düşürür.
  • Karbonik Anhidraz İnhibitörleri: Dorzolamid ve asetazolamid gibi ilaçlar silyer cisimdeki karbonik anhidraz enzimini inhibe eder. Bu durum göz sıvısının temel bileşenlerinden bikarbonat üretimini azaltır.
  • Rho-Kinaz İnhibitörleri: Netarsudil trabeküler ağda aköz hümör çıkışını artırarak göz içi basıncını düşürür. Bu ilaç sınıfı trabeküler ağdaki düz kas hücrelerini gevşetir.
  • Kolinerjik Agonistler: Pilokarpin silyer kası kasarak göz içi sıvısının çıkışını destekler ve Schlemm kanalı yoluyla drenajı artırır.

Nöroprotektif stratejiler de gelişmekte olup retinal ganglion hücrelerini koruma potansiyeli taşır.

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Göz Tansiyonu Tedavisi Ne Zaman Kullanılır?

    Göz tansiyonu tedavisi hastalığın ilerlemesini önlemek amacıyla yüksek göz içi basıncı (GİB) durumunda uygulanır. Bu tedavi optik sinirde geri dönüşü olmayan hasar ve görme kaybını önlemeye yönelik olduğu için büyük önem taşır. GİB seviyelerinin 21 mmHg veya üzerine çıkması tedavi için temel endikasyonlardan biridir. Ancak normal GİB değerlerine sahip olmasına rağmen optik sinir hasarı belirtileri gösteren bireyler de tedavi gerektirir. Glokom tedavisinin uygulanmasını gerektiren durumlar şunlardır:

    • Yüksek Göz İçi Basıncı (GİB): GİB seviyeleri normal değerleri aştığında optik sinirin zarar görmesini önlemek için tedaviye başlanması önerilir. Normal tansiyonlu glokom olarak bilinen durumda ise normal GİB seviyelerine rağmen glokom bulguları görülebilir ve bu durumda da tedavi endikasyonu bulunmaktadır.
    • Progresif Optik Sinir Hasarı: Görüntüleme teknikleri özellikle OCT (Optik Koherens Tomografi) optik sinir başı hasarını veya retinal sinir lifi tabakasının incelmesini saptayabilir. Bu durum GİB seviyesinden bağımsız olarak tedavi için önemlidir.
    • Görme Alanı Kusurları: Görme alanı kaybı göz tansiyonundan bağımsız olarak tedaviye ihtiyaç duyar. Alan testlerinde belirgin bir progresyon gösteren periferik görme kaybı müdahale gerektirir.
    • İlerleme Riski: Aile öyküsü ileri yaş veya Afrika kökenli olmak gibi risk faktörlerine sahip bireyler daha agresif tedavi gerektirebilir. Bu faktörler glokomun hızlı ilerleyebileceğini gösterdiğinden daha kapsamlı müdahale uygulanır.

    Göz Tansiyonu Tedavisi Kimler İçin Uygun Değildir?

    Glokom tedavisi bazı hastalar için uygun olmayabilir çünkü kullanılan ilaçlar ve uygulanan tedaviler belirli riskler taşır. Tedavi sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli kontrendikasyonlar şunlardır:

    • Primer Açık Açı Glokomu (PAAG) ve Antikolinerjik İlaçlar: PAAG hastalarında antikolinerjik ilaç kullanımı sakıncalıdır. Bu ilaçlar göz içi basıncını artırabilir ve ani açı kapanması riskine yol açabilir. Özellikle antidepresanlar ve mesane kontrol ilaçları PAAG hastaları için tehlikeli olabilir.
    • Steroid Kullanımı: Glokom öyküsü bulunan veya steroid kullanımına yanıt veren hastalar için steroid kullanımı büyük risk taşır. Kortikosteroidler göz içi basıncını artırabilir ve bu da oküler hipertansiyona yatkın kişilerde glokom gelişimini tetikleyebilir. Deksametazon ve prednizolon gibi güçlü steroidler bu hastalar için sakıncalıdır ve düşük riskli alternatiflerin kullanılması önerilir.
    • Polifarmasi ve Yaşlı Hastalar: Çok sayıda ilaç kullanan yaşlı hastalarda ilaç etkileşimleri risklidir. Özellikle anksiyete veya uykusuzluk için kullanılan benzodiazepinler glokomu kötüleştirici etkiler gösterebilir. Bu nedenle yaşlı hastalarda alternatif tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi önemlidir.
    • Beta-Blokerler: Timolol gibi beta-bloker ilaçlar solunum problemleri veya kalp rahatsızlıkları olan hastalar için uygun değildir. Astım KOAH veya kalp bloğu gibi durumları olan hastalarda bu ilaçlar ciddi yan etkiler oluşturabilir.
    Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

    Göz Tansiyonu Tedavisi Nasıl Uygulanır?

    Göz tansiyonu tedavisi göz içi basıncını düşürerek optik sinirdeki hasarın ilerlemesini engellemeyi amaçlar. Bu tedavi yöntemleri çeşitlidir ve hastanın durumuna göre değişiklik gösterir:

    • İlaçlar: Göz içi basıncını azaltmak için prostaglandin analogları beta blokerleri ve karbonik anhidraz inhibitörleri gibi göz damlaları kullanılır. Ancak bu tedaviler tedaviye uyum sorunları ve yan etkiler nedeniyle zorluklar içerebilir.
    • Lazer Tedavisi: Seçici lazer trabeküloplasti (SLT) yöntemi sıvı drenajını artırarak göz içi basıncını düşürmeye odaklanır. Lazer tedavileri genellikle non-invaziv ve tekrarlanabilir olmalarıyla dikkat çeker.
    • Cerrahi Yaklaşımlar: Trabekülektomi veya glokom drenaj cihazları kullanılarak sıvı çıkışı için alternatif yollar oluşturulur. Cerrahi seçenekler diğer yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda tercih edilir.

    Son olarak gen terapisi deneysel bir tedavi olarak retina hücrelerini korumaya ve göz içi sıvı dinamiklerini düzenlemeye çalışır.

    Göz Tansiyonu Tedavisinin Yan Etkileri Nelerdir?

    Glokom tedavisinde kullanılan yöntemler çeşitli yan etkilere ve komplikasyonlara yol açabilir. Bu etkiler tedavi yöntemine göre değişiklik gösterir ve hastaların tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli hususlardır.

    İlaçlar:

    • Prostaglandin analogları genellikle göz içi basıncını düşürmek amacıyla kullanılır. Ancak bu ilaçlar irisin ve göz kapağı cildinin koyulaşmasına yol açabilir. Kirpiklerde artış yaparak hipertrikoza sebep olabilir. Ayrıca gözde kızarıklık (konjonktival hiperemi) gibi durumlar ortaya çıkabilir.
    • Beta blokerler, bradikardi, hipotansiyon ve bronkospazm gibi ciddi sistemik yan etkilere yol açabilir. Lokal etkiler ise göz kuruluğu ve alerjik reaksiyonlar olabilir. Nadir durumlarda tam atriyoventriküler blok gibi kalp problemlerine de neden olabilir.
    • Rho kinaz inhibitörleri ise korneada bazı değişikliklere sebep olabilir. Konjonktival hiperemi subkonjonktival kanamalar ve verticillata (korneada tortular) gibi etkiler gözlemlenebilir. Ciddi durumlarda büllöz keratopati gelişebilir ve kalıcı görme kaybı riski ortaya çıkabilir.

    Lazer Tedavileri:

    • Lazer trabeküloplasti gözdeki sıvı drenajını artırmayı hedefler. Fakat iltihaplanmaya ve göz içi basıncında geçici artışa yol açabilir. Zamanla drenaj dokularında skarlaşma meydana gelebilir bu durum tedavi başarısını olumsuz etkileyebilir.
    • Siklofotokoagülasyon uzun süreli iltihaplanma ve ağrıya yol açabilir. Hipotoni riski ile gözün yapısal bütünlüğünü tehdit edebilir. Ayrıca görme kaybı riski de taşıyan bir tedavi yöntemidir.

    Cerrahi Tedaviler:

    • Trabekülektomi operasyonu sonrasında enfeksiyon kanama ve hipotoni riski görülebilir. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar bu tür komplikasyonlarla karşılaşabilir. Skarlaşma zamanla cerrahinin etkisini yitirmesine yol açabilir.
    • Minimal invaziv glokom cerrahisi (MIGS) basınç düşüşünde yetersiz kalabilir veya ek müdahale gerektirebilir. Enfeksiyon riski ve cihazın yerinden oynaması gibi komplikasyonlar da görülebilir.

    Göz Tansiyonu Tedavisi Ne Kadar Başarılıdır?

    Glokom tedavilerinin başarı oranları kullanılan yönteme ve hastanın bireysel özelliklerine göre farklılık göstermektedir. İlk olarak medikal tedaviler ilaçlarla göz içi basıncını düşürmeyi amaçlar ancak uzun vadeli başarı oranları hastanın tedaviye uyumuna bağlıdır. Çoğu hasta başlangıçta fayda sağlasa da ilerleyen süreçte lazer veya cerrahi tedaviye ihtiyaç duyabilir.

    • Medikal Tedavi Başarı Oranı: Hastaların yaklaşık %50’si uzun dönemde etkili GİB kontrolü sağlayabilir.

    Seçici Lazer Trabeküloplasti (SLT) özellikle ilk basamak tedavi olarak tercih edilir. Başlangıçta yüksek başarı oranlarına sahip olmasına rağmen etkinliği zamanla azalır. SLT uygulaması sonrasında bazı hastalar ek tedaviye gereksinim duyar.

    • SLT Başarı Oranı: İlk 6 ayda %70, 1 yılda %45 ve 2 yılda %27’ye düşer.

    Minimal İnvaziv Glokom Cerrahisi (MIGS) düşük invazivliği nedeniyle popülerdir ve erken dönem başarı oranları umut vericidir. Bununla birlikte zamanla başarı oranları düşse de ilaç desteği ile etkili olabilir.

    • MIGS Başarı Oranı: İlk 6 ayda %65,8 12 ayda %31,6 tam başarı sağlar. Nitelikli başarı ise 12 ayda %89,5’tir.

    Son olarak geleneksel cerrahi yöntemler olan trabekülektomi ve drenaj implantları daha yüksek başarı oranları ile göz içi basıncını azaltmada etkilidir. Ancak bu tedaviler daha yüksek komplikasyon riski taşır ve genellikle diğer yöntemler başarısız olduğunda tercih edilir.

    • Geleneksel Cerrahi Başarı Oranı: Uzun dönemde %70-80 arasında değişmektedir.

    Göz Tansiyonu Tedavisine Nasıl Hazırlanılır?

    Göz tansiyonu tedavisine hazırlık süreci hastanın durumuna ve seçilen tedavi yöntemine göre dikkatlice planlanır. İlk olarak tedavi öncesi temel değerlendirmeler yapılır. Bu süreçte göz içi basıncı (GİB) optik sinir sağlığı ve görme alanı detaylı bir şekilde incelenir. Bu değerlendirmeler glokomun ciddiyetini anlamaya ve uygun tedavi stratejisini belirlemeye katkı sağlar.

    Eğer hasta halihazırda glokom ilaçları kullanıyorsa tedaviye yönelik doz ayarlamaları gerekebilir. Bu durumda doktor optimal GİB kontrolünü sağlamak için gerekli değişiklikleri yapar. Bazı ilaçların geçici olarak kesilmesi komplikasyonların önlenmesi için önemlidir.

    Tedavi öncesi danışmanlık da bu hazırlığın bir parçasıdır. Hastaya uygulanacak ilaç ya da cerrahi yöntemlerin olası yan etkileri ve faydaları hakkında bilgi verilir. İlaç tedavisi cerrahi olmayan glokom tedavilerinde önemli bir rol oynar. Ancak cerrahi yöntemler söz konusu olduğunda hasta ameliyat sonrası bakım ve iyileşme süreci hakkında bilgilendirilir.

    Ayrıca tanısal görüntüleme teknikleri tedavi hazırlığında büyük öneme sahiptir. Optik koherens tomografi (OCT) ve görme alanı testleri retina ve optik sinir hasarını değerlendirmek için kullanılır. Cerrahi planlamada bazı önlemler alınması gerekebilir. Örneğin kan sulandırıcı ilaçların bırakılması veya ameliyat sonrası göz damlalarının kullanımı önerilir.

    Göz Tansiyonu Tedavisi Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?

    Glokom tedavisinden sonra bakım süreci göz içi basıncını kontrol altında tutmak ve göz sağlığını korumak için büyük önem taşır. Bu süreçte uygulanacak bakım hastanın geçirdiği işleme göre değişiklik gösterse de bazı temel unsurlar tüm hastalar için geçerlidir.

    İlk olarak hastanın iltihaplanmayı ve enfeksiyonu önlemek için belirli göz damlaları kullanması gerekebilir. Bu damlalar genellikle antibiyotik ve steroid içerir ve tedavi sürecinde daha yüksek dozda başlanarak zamanla azaltılır. Ayrıca göz içi basıncını düşürücü damlaların daha uzun süre kullanılmaya devam edilmesi gerekebilir.

    Göz sağlığını korumak için hastaların gözleri zorlayan aktivitelerden kaçınması tavsiye edilir. Özellikle ameliyat sonrasında gözleri ovuşturmak uzun süre ekrana bakmak veya ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmak oldukça önemlidir. Hastalar dışarıdayken gözlerini tozdan ve parlak ışıktan korumak için koruyucu gözlükler ve güneş gözlüğü kullanmalıdır.

    Takip randevuları göz içi basıncının kontrolü ve iyileşme sürecinin değerlendirilmesi için vazgeçilmezdir. Bu randevularda doktor göz basıncını izler görme değişikliklerini değerlendirir ve gerekirse tedaviye yönelik ayarlamalar yapar. Düzenli doktor ziyaretleri tedavinin başarısını değerlendirmek için çok önemlidir.

    Ağrı ve rahatsızlık yönetimi de önemli bir konudur. Hafif rahatsızlık kızarıklık veya ışığa duyarlılık özellikle lazer tedavilerinden sonra yaygındır. Soğuk kompresler reçetesiz ağrı kesiciler ve doktorun önerdiği göz damlaları bu semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak şiddetli ağrı veya kalıcı kızarıklık durumunda hastalar hemen doktorlarına başvurmalıdır.

    Ayrıca kronik glokom tedavisi gören hastalar oküler yüzey sağlığını korumalıdır. Koruyucu içermeyen göz damlaları oküler yüzeyin korunmasına yardımcı olabilir. Bu tür damlaların yanı sıra topikal ilaç bağımlılığını azaltmak için minimal invaziv glokom ameliyatları gibi prosedürler tercih edilebilir.

    Son olarak glokom tedavisinin uzun vadeli başarısı için sürekli izleme ve düzenli yaşam tarzı ayarlamaları önem taşır.

    Göz Tansiyonu Tedavisine Karşı Direnç Nasıl Gelişir?

    Göz tansiyonu tedavisine karşı gelişen direnç mekanizmaları hastalığın ilerlemesini tetikleyen çok yönlü faktörler içerir. Bu faktörler göz içi basıncı bağımsız etkenler trabeküler ağ disfonksiyonu hücre dışı matris yeniden modellemesi farmakolojik tolerans ve nöroenflamasyon ile vasküler disregülasyon olarak gruplandırılabilir. Bu direnç mekanizmaları glokom tedavisini karmaşık hale getirir ve etkin tedavi sağlamak için farklı stratejilerin uygulanmasını gerektirir.

    • Göz İçi Basıncından Bağımsız Faktörler: Glokom tedavisinin temel hedefi göz içi basıncını düşürmek olsa da birçok hasta bu tedaviye rağmen retinal ganglion hücresi dejenerasyonu yaşamaya devam eder. Oksidatif stres eksitotoksisite mitokondriyal disfonksiyon ve nöroenflamasyon gibi basınç dışı faktörler hastalığın ilerlemesine katkıda bulunur. Bu durum glokomun yalnızca göz basıncı ile ilgili değil aynı zamanda nörodejeneratif bir hastalık olduğunu gösterir.
    • Trabeküler Ağ (TA) Disfonksiyonu: Trabeküler ağ göz içi sıvısının dışarı atılmasında önemli bir rol oynar. TA’daki yapısal değişiklikler göz içi basıncının yükselmesine neden olur. TA’nın kontraktilitesinde ve hücre dışı matriste görülen değişiklikler sıvı çıkışını kısıtlayarak direnç yaratır. Bu durumu hedefleyen Rho kinaz inhibitörleri gibi ilaçlar sıvı çıkışını iyileştirmeyi amaçlar. Ancak TA’daki yapısal değişiklikler bu tedavilerin etkisini azaltır.
    • Hücre Dışı Matris (HDM) Yeniden Modellemesi: Schlemm kanalı ve TA’daki anormal HDM yeniden modellemesi glokom direncinde önemli bir rol oynar. Metalloproteinazlar ve TGF-β2 gibi sitokinler HDM bileşenlerinde artışa yol açarak sıvı çıkışını zorlaştırır. Bu değişiklikler geleneksel ilaçların uzun vadede etkisini azaltabilir.
    • Farmakolojik Tolerans ve Yetersiz Yanıt: Glokom hastalarının bir kısmı yaygın tedavilere karşı direnç geliştirir. Prostaglandin analogları beta blokerleri ve karbonik anhidraz inhibitörleri gibi ilaçlar bazı hastalarda yeterli etkiyi göstermez. Bu durumda reseptör duyarsızlaşması ve ilaç metabolizmasındaki farklılıklar gibi faktörler devreye girer.
    • Nöroenflamasyon ve Vasküler Disregülasyon: Nöroenflamasyon ve vasküler disregülasyon glokomun ilerlemesinde etkili olan diğer faktörlerdir. Mikroglia ve astrosit aktivasyonuyla ortaya çıkan nöroenflamasyon retinal ganglion hücrelerinde hasara yol açar. Ayrıca optik sinire yetersiz kan akışı nöronal ölümleri artırır.

    Türkiye’nin En İyi Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı Yapılan Ülkelerden Biri Olma Nedenleri

    • Deneyimli göz doktorları: Refraktif cerrahi alanında uzman, binlerce vaka deneyimi olan hekimler bulunur.
    • Son teknoloji cihazlar: SMILE, iLASIK, PRK gibi gelişmiş lazer sistemleri yaygın olarak kullanılır.
    • Uygun maliyet: Avrupa ve ABD’ye göre %60-70 daha uygun fiyatlarla işlem yapılır.
    • Kısa bekleme süresi: Muayene ve ameliyat süreçleri hızlı ve planlı ilerler.
    • Uluslararası hasta kabulü: Sağlık turizmi kapsamında yabancı hastalara özel hizmetler sunulur.
    • Yüksek başarı oranı: Gözlük ve lens ihtiyacını ortadan kaldıran kalıcı çözümler sunulur.
    • Tatil + tedavi imkânı: İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde hem lazer ameliyatı hem şehir turizmi bir arada yapılabilir.
    • Güvenilir hasta yorumları: Sosyal medya ve forumlarda paylaşılan olumlu hasta deneyimleri tercihleri artırır.

    İzmir'de Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı Yapan Doktorlar ve Hastaneler

    Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı İzmir'de göz doktorları tarafından uygun alt yapıya sahip devlet veya özel hastanelerde yapılır.

    Ortalama Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı Fiyatları Ne Kadar ?

    Ortalama Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı fiyatları için lütfen bizimle iletişime geçin.

    Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı  Yaptıranların Yorumları

    Doç. Dr. Berkay Akmaz'ın hasta yorumları için Google Maps veya Doktortakvimi'ne göz atabilirsiniz.

     

    Sıkça Sorulan Sorular

    Glokom genellikle erken evrelerinde belirgin bir semptom göstermez, özellikle açık açılı glokomda görme kaybı yavaşça ve ağrısız bir şekilde gelişir, bu da birçok kişiyi farkında olmadan bırakabilir. Ancak akut açı kapanması glokomu ani bir şekilde göz ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, bulanık görme, ışıkların etrafında haleler görme ve gözde kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Bu durum görme kaybının kalıcı hale gelmeden tedavi edilmesi gereken ciddi bir durumdur. Glokomun erken teşhisi ve tedavisi için düzenli göz muayeneleri büyük önem taşır.

    Lazer tedavileri, açık açılı glokom tedavisinde göz içi basıncı (GİB) düşürmede oldukça etkilidir. Yapılan çalışmalarda, Seçici Lazer Trabeküloplasti (SLT) ve Argon Lazer Trabeküloplasti (ALT) gibi lazer tedavilerinin, göz ilaçlarıyla benzer derecede etkili olduğu ve ilaç tedavisine ek olarak tercih edilebileceği bulunmuştur. Örneğin LiGHT denemesi, SLT’nin, açık açılı glokom ve oküler hipertansiyon tedavisinde ilaç tedavisinden daha ekonomik ve etkili bir seçenek olduğunu göstermiştir. Ayrıca SLT’nin, tedaviye erken başlandığında görme alanı kaybını azaltma açısından ilaç tedavilerine göre daha başarılı olduğu rapor edilmiştir. Mikropuls transskleral lazer tedavisi (mTLT) de, göz içi basıncını 12 aya kadar önemli ölçüde düşürmekte ve sürekli dalga transskleral siklofotokoagülasyona göre daha düşük komplikasyon oranları sunmaktadır.

    Glokom tedavisinde kullanılan ilaçlar, genellikle göz damlası şeklinde uygulanarak göz içi basıncını düşürmeyi amaçlar. Bu ilaçlar, gözdeki sıvı üretimini azaltarak veya sıvının gözden atılmasını artırarak etkili olur. Yaygın ilaç sınıfları arasında prostaglandin analoğları, beta blokerler, alfa agonistleri, karbonik anhidraz inhibitörleri ve rho kinaz inhibitörleri bulunur. Prostoglandin analoğları, gözde kızarıklık ve kirpiklerde uzama yapabilirken, beta blokerler nefes darlığı ve düşük kalp atışına neden olabilir. Alfa agonistleri, yorgunluk ve ağız kuruluğu yaratabilir; karbonik anhidraz inhibitörleri ise ekşi bir tat ve gözde tahrişe yol açabilir. Rho kinaz inhibitörleri, konjonktival hiperemi ve korneal tortu oluşturabilir. Bu ilaçlar mutlaka doktorun önerdiği şekilde kullanılmalı ve yan etkiler konusunda uzmanına danışılmalıdır.

    Glokom tedavisinde cerrahi müdahale, göz içi basıncının (GİB) ilaçlar veya lazer tedavileri ile yeterince kontrol altına alınamadığı veya tedavilere rağmen hastalığın ilerlediği durumlarda gereklidir. İleri evrelerde, trabekülektomi gibi cerrahi işlemler, GİB’yi daha etkin bir şekilde düşürebilir. Ayrıca minimal invaziv glokom cerrahileri (MIGS), hafif ve orta dereceli glokom hastalarında daha güvenli bir seçenek sunar ancak ileri evre hastalıklar için yeterli olmayabilir. Cerrahi müdahale kararı, hastalığın şiddeti, ilerleme hızı ve bireysel faktörler göz önünde bulundurularak alınır.

    Göz tansiyonunu kontrol altında tutmak için, doktorun önerdiği ilaçları düzenli kullanmak, göz damlaları ile göz sıvısı üretimini azaltmak ya da drenajı artırmak önemlidir. Düzenli göz muayeneleri ile göz tansiyonunu izlemek ve tedaviyi gerektiğinde ayarlamak gereklidir. Orta düzeyde egzersiz yapmak göz tansiyonunu düşürmeye yardımcı olabilir, ancak ters duruşlar gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır. Steroid kullanımı göz tansiyonunu yükseltebileceği için tüm ilaçlar doktorla paylaşılmalıdır. Yeterli beslenme, özellikle meyve ve sebze tüketimi göz sağlığını destekler. Göz yaralanmalarına karşı uygun gözlük kullanımı önemlidir. Stres yönetimi, göz tansiyonunun kontrol altında tutulmasına katkı sağlayabilir. Bu önlemlere düzenli olarak uymak, göz tansiyonunun stabil kalmasını sağlar ve görme kaybını önler.

    Göz tansiyonu, yani glokom, ameliyatı gerektiren bir durum olduğunda, bu konuda uzmanlaşmış bir Göz Hastalıkları Uzmanına başvurmanız en doğrusudur. Bu hekimler, glokomun cerrahi tedavisi konusunda özel eğitim almış ve deneyim kazanmışlardır. Ameliyat kararı ve hangi yöntemin uygun olacağı, detaylı bir göz muayenesi sonrasında doktorunuz tarafından belirlenecektir. Erken teşhis ve doğru tedavi, görme kaybını önlemek için çok önemlidir. Göz sağlığınızı ihmal etmeyin ve düzenli kontrollerinizi yaptırın.

    Son Yazılar

    Göz Altı Torbası Ameliyatı Olanların Yorumları & Şikayetleri

    Dr. Berkay Akmaz » Genel » Göz Altı Torbası Ameliyatı Olanların Yorumları & ŞikayetleriGöz altı [...]

    Devamını Oku
    Göz Kayması Ameliyatı Olanların Yorumları & Şikayetleri

    Dr. Berkay Akmaz » Göz Sağlığı » Göz Kayması Ameliyatı Olanların Yorumları & ŞikayetleriGöz kayması [...]

    Devamını Oku
    Akıllı Lens Taktıranların Yorumları & Şikayetleri

    Dr. Berkay Akmaz » Akıllı Lens » Akıllı Lens Taktıranların Yorumları & ŞikayetleriAkıllı lens taktıranların [...]

    Devamını Oku
    Lazer Göz Ameliyatı Olanların Yorumları & Şikayetleri

    Dr. Berkay Akmaz » Akıllı Lens » Lazer Göz Ameliyatı Olanların Yorumları & ŞikayetleriLazer göz [...]

    Devamını Oku
    Göz Kapağı Ameliyatı Olanların Yorumları & Şikayetleri

    Dr. Berkay Akmaz » Göz Kapağı » Göz Kapağı Ameliyatı Olanların Yorumları & ŞikayetleriGöz kapağı [...]

    Devamını Oku
    Katarakt Ameliyatı Olanların Yorumları & Şikayetleri

    Dr. Berkay Akmaz » Katarakt » Katarakt Ameliyatı Olanların Yorumları & ŞikayetleriKatarakt ameliyatı olan hastaların [...]

    Devamını Oku
    Gözde Et Büyümesi Neden Olur?

    Dr. Berkay Akmaz » Göz Sağlığı » Gözde Et Büyümesi Neden Olur?Gözde et büyümesi, tıp [...]

    Devamını Oku
    Pinguekula Nedir? Pinguekula Neden Olur?

    Dr. Berkay Akmaz » Göz Sağlığı » Pinguekula Nedir? Pinguekula Neden Olur?Pinguekula, gözün beyaz kısmında [...]

    Devamını Oku

    Galeri