Görme keskinliği testi, gözün farklı mesafelerde net görme yeteneğini değerlendiren temel bir muayene yöntemidir. Harf, sayı veya semboller kullanılarak hastanın görme düzeyi ölçülür. Göz sağlığı taramalarında rutin olarak uygulanır.
Test, miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi kırma kusurlarının tanısında kritik öneme sahiptir. Çocuklarda erken dönemde yapılması, göz tembelliğinin önlenmesi için gereklidir. Düzenli aralıklarla yapılması önerilir.
Görme keskinliği testinde kullanılan Snellen eşeli veya dijital ekranlar sayesinde görme düzeyi objektif olarak ölçülür. Test sonuçlarına göre gözlük veya kontakt lens ihtiyacı belirlenir.
Testin sonucunda tespit edilen bozukluklara göre tedavi planı yapılır. Gerektiğinde ileri tetkikler ve ek testler uygulanarak göz sağlığı bütüncül şekilde değerlendirilir. Bu sayede doğru tedavi yaklaşımı geliştirilir.
İşlem Adı | Görme Keskinliği Testi (Vizüel Aküite Testi) |
Kullanım Amaçları | Refraktif kusurların (miyopi, hipermetropi, astigmat), ambliyopi, retina ve optik sinir hastalıklarının saptanması |
Kullanılan Araçlar | Snellen chart (en yaygın), E harfi tablosu (çocuklar için), logMAR tablosu |
Uygulama Şekli | Hasta, belirli bir mesafeden (genellikle 6 metre) tabloda belirtilen harf ya da şekilleri tanımlar |
Avantajları | Hızlı, basit, ucuz ve ilk değerlendirme için etkili |
Sınırlamaları | Sadece merkezi görmeyi değerlendirir; periferik görme, kontrast duyarlılığı gibi unsurları ölçmez |
Komplikasyonlar | Yoktur; non-invaziv ve ağrısızdır |
Hazırlık Gerekir mi? | Hayır; gözlük ya da lens kullanılıyorsa test sırasında takılması önerilir |
Alternatif Yöntemler | Kontrast duyarlılığı testi, renk görme testi, görme alanı testi |
Görme Keskinliği Testi Nedir?
Görme keskinliği testi, kişinin detayları ne kadar net görebildiğini değerlendiren temel bir göz muayenesidir. Genellikle harf veya sembollerin yer aldığı bir göz tablosu kullanılarak yapılır. Bu test, miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi kırma kusurlarının tespitinde önemli rol oynar. Her iki göz ayrı ayrı test edilerek en iyi düzeltici lensle ulaşılan görme düzeyi belirlenir.
Görme Keskinliği Testi Neden Bu Kadar Önemlidir?
Bu test, kapsamlı bir göz muayenesinin olmazsa olmazıdır. Hem uzağı hem de yakını ne kadar iyi gördüğümüzü anlamamızı sağlar. Göz sağlığımızın genel durumu hakkında bize değerli bilgiler verir.
Klinik açıdan bakıldığında, miyopi, hipermetropi, astigmatizma gibi gözlük ihtiyacı doğuran durumların teşhisinde kilit rol oynar. Ayrıca katarakt, sarı nokta hastalığı gibi ciddi göz hastalıklarının veya bazen vücudumuzdaki başka hastalıkların ilk belirtisi olabilecek görme kayıplarını erken fark etmemizi sağlayabilir.
Görme Keskinliği Testi Tedavi Takibinde Nasıl Kullanılır?
Görme keskinliği, sadece teşhis için değil aynı zamanda tedavinin işe yarayıp yaramadığını görmek için de kullanılır. Örneğin sarı nokta hastalığı için yapılan iğne tedavilerinin veya katarakt ameliyatının görmeyi ne kadar iyileştirdiğini takip etmek için düzenli olarak bu test yapılır.
Bilimsel araştırmalarda da görme keskinliğindeki iyileşme, bir tedavinin ne kadar başarılı olduğunun önemli bir göstergesidir. Belli bir miktar iyileşme (örneğin özel testlerde 10-15 harf daha iyi okuma) tedavinin etkili olduğunu gösterir.
Görme Keskinliği Testi Günlük Hayatımızı Nasıl Etkiler?
Görme keskinliği sadece tıbbi bir ölçüm değildir; okumak, araba kullanmak, insanların yüzünü tanımak, çalışmak gibi günlük işlerimizi yapabilmemiz için çok önemlidir. Görme keskinliğimiz azaldığında, bu günlük işlerde zorlanmaya başlarız ve bu durum yaşam kalitemizi doğrudan etkiler.
Araştırmalar, özellikle daha iyi gören gözümüzdeki görme keskinliğinin azalmasının, genel yaşam kalitemizi (sosyal hayat, ruh sağlığı, bağımsızlık hissi gibi) ciddi şekilde düşürebildiğini gösteriyor. Bu nedenle test sonuçları, sadece göz sağlığımızı değil genel refahımızı da yansıtır. Ehliyet veya bazı meslekler için de yasal bir gerekliliktir.
Standart Bir Görme Keskinliği Testi Nasıl Başlar?
Test genellikle standart bir mesafeden, çoğunlukla 6 metreden (veya 20 fit) yapılır. Oda yeterince uzun değilse, mesafeyi ayarlamak için aynalar kullanılabilir. Test odasının uygun şekilde aydınlatılmış olması önemlidir. Özel bir hazırlık gerekmez ve işlem tamamen ağrısızdır.
İlk olarak gözlüksüz veya lenssiz (düzeltmesiz) görmeniz ölçülür. Bunun için gözlük veya lenslerinizi çıkarmanız istenir. Her göz ayrı ayrı test edilirken, diğer göz bir kapatıcıyla (oklüder) veya avucunuzla kapatılır. Harflerin ezberlenmesini önlemek için bazen önce daha az gören göz test edilebilir.
Görme Keskinliği Testi Sırasında Neler Yapılır?
Size genellikle harflerden oluşan bir eşel (en yaygını Snellen eşeli) gösterilir. En üstteki büyük harflerden başlayarak veya kolayca okuyabildiğiniz bir sıradan başlayarak, görebildiğiniz en küçük sırayı yüksek sesle okumanız istenir.
Okuma bilmeyenler veya çocuklar için harfler yerine resimler, sayılar veya yönünü göstermeniz gereken E harfi (Tumbling E) gibi özel eşeller kullanılır. Bir harften emin olmasanız bile tahmin etmeniz teşvik edilir.
Sonucunuz, doğru okuyabildiğiniz en küçük sıraya göre kaydedilir. Bir sırada birkaç harf kaçırsanız bile genellikle o sıranın değeri not edilir (örneğin 6/12 gibi). Kısmen okunan sıralar için özel işaretler kullanılabilir (örneğin 6/12-1 gibi).
Görme Keskinliği Testinde En Üst Sıra Okunamıyorsa Ne Olur?
Eğer eşelin en üstündeki büyük harfleri bile okuyamazsanız, test yapan kişi sizi eşele doğru yaklaştırır ve harfleri okuyabildiğiniz mesafeyi kaydeder (örneğin 3 metreden okuyorsanız 3/60 gibi).
Eğer eşeli hiçbir mesafeden okuyamıyorsanız, test yapan kişi parmaklarını gösterip kaç tane olduğunu sorar (Parmak Sayma PS). Bunu yapabildiğiniz en uzak mesafe kaydedilir. Parmakları da sayamazsanız, el hareketlerini görüp görmediğiniz test edilir (El Hareketleri EH). Bunu da algılayamazsanız, bir ışık kaynağını fark edip etmediğiniz kontrol edilir (Işık Hissi Var IH veya Işık Hissi Yok IHY).
Görme Keskinliği Testinde Pinhol Ne İşe Yarar?
Düzeltmesiz görmeniz ölçüldükten sonra, test varsa kendi gözlük veya lenslerinizle tekrarlanır. Buna düzeltilmiş görme keskinliği denir. Eğer gözlüklerinizle bile görmeniz beklenenden düşükse, “pinhol” (iğne deliği) adı verilen küçük delikli bir aparatla tekrar bakmanız istenir.
Pinhol, bulanıklığa neden olan dağınık ışınları engeller. Eğer pinhol ile görmeniz düzeliyorsa, görme azlığınızın nedeni büyük ihtimalle sadece gözlük numaranızdır (kırma kusuru). Eğer pinhol ile de düzelme olmuyorsa, altta yatan başka bir göz hastalığı (patoloji) olabilir ve daha detaylı inceleme gerekir. Ayrıca yakın görmeniz de özel bir kartla ölçülür.
En Yaygın Görme Keskinliği Testi Çeşitleri Hangileridir?
En bilinen ve sık kullanılan test Snellen Eşeli’dir. 1860’larda geliştirilmiş olup, yukarıdan aşağıya küçülen harf sıralarından oluşur. Pratik ve kullanışlıdır ancak her sırada farklı sayıda harf olması gibi bazı teknik eksiklikleri vardır.
Daha hassas ve bilimsel çalışmalarda tercih edilen LogMAR Eşelleri (örneğin ETDRS eşeli) ise daha standart bir ölçüm sunar. Bu eşellerde her sırada eşit sayıda harf bulunur, harf boyutları ve aralıkları belirli bir geometrik/logaritmik kurala göre düzenlenmiştir. Bu sayede görmedeki küçük değişiklikleri bile daha güvenilir şekilde ölçebilirler.
Çocuklar ve Okuma Bilmeyenler İçin Görme Keskinliği Testi Nasıl Yapılır?
Standart harf okuyamayanlar için özel testler vardır. Tumbling E Eşeli, kişinin E harfinin açık tarafının yönünü göstermesini ister. Landolt C Eşeli ise benzer şekilde bir halkadaki boşluğun yönünü sormaya dayanır. Bunlar okuma bilmeyenler veya farklı alfabe kullananlar için uygundur.
Küçük çocuklar için Resim/Sembol Eşelleri (örneğin Lea Sembolleri ev, elma, kare, daire gibi) kullanılır. Çocuktan gördüğü şekli adlandırması veya eşleştirmesi beklenir. HOTV Eşeli ise sadece bu dört harfi içerdiği için harf eşleştirmesi yapabilen küçük çocuklar için daha kolaydır. Yakın görmeyi ölçmek için de özel okuma kartları (Jaeger veya Rosenbaum kartları) kullanılır.
Dijital Görme Keskinliği Testi Güvenilir midir?
Son zamanlarda akıllı telefon uygulamaları veya internet siteleri üzerinden yapılabilen dijital görme keskinliği testleri de popülerleşti. Bunlar özellikle uzaktan takip veya teletıp için kolaylık sağlayabilir.
Bazı araştırmalar, bu dijital testlerin standart testlere yakın sonuçlar verebildiğini gösteriyor. Ancak doğrulukları konusunda daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Özellikle görmesi çok düşük olanlarda veya teknolojiye erişimi kısıtlı kişilerde sonuçlar yanıltıcı olabilir. Ayrıca kullanılan ekranın boyutu ve çözünürlüğü gibi faktörler de sonucu etkileyebilir. Bu nedenle şimdilik standart testlerin yerini tam olarak tutmuyorlar.
Görme Keskinliği Testi Sonuçları Nasıl Okunur?
Sonuçlar farklı şekillerde yazılabilir. En yaygını Snellen Kesri’dir (örneğin 6/12). Üstteki rakam (6) test mesafesini (metre), alttaki rakam (12) ise normal gören birinin o sırayı kaç metreden okuyabildiğini gösterir. Yani 6/12, sizin 6 metreden gördüğünü normal bir gözün 12 metreden görebildiği anlamına gelir. Payda ne kadar büyükse, görme o kadar düşüktür. 6/6 “normal” kabul edilir. 6/4.5 gibi sonuçlar ise normalden iyi görmeyi gösterir.
Ondalık Notasyon da kullanılır (6/12 = 0.5, 6/6 = 1.0 gibi). Değer ne kadar yüksekse, görme o kadar iyidir. MAR (Minimum Çözünürlük Açısı) ise çözülebilen en küçük detayın açısını ifade eder; değeri ne kadar küçükse, görme o kadar iyidir.
Görme Keskinliği Testinde LogMAR Ne Anlama Gelir?
LogMAR Notasyonu, özellikle bilimsel çalışmalarda ve görmedeki değişimleri hassas takip etmek için kullanılır. MAR değerinin logaritmasını alır ve görme seviyesini doğrusal bir ölçeğe dönüştürür.
LogMAR 0.0, normal kabul edilen 6/6 görmeye eşittir. Pozitif değerler (örneğin 0.3 ≈ 6/12) normalden düşük görmeyi, negatif değerler (örneğin -0.3 ≈ 6/3) ise normalden iyi görmeyi gösterir. LogMAR değeri ne kadar yüksekse, görme kaybı o kadar fazladır. Her harf genellikle 0.02 birim, her sıra 0.1 birim olarak puanlanır, bu da küçük değişimleri bile ölçmeyi sağlar.
Görme Keskinliği Testi ile Görme Bozukluğu Nasıl Tanımlanır?
Görme keskinliği ölçümleri, yasal tanımlamalar ve sınıflandırmalar için de kullanılır. Örneğin Dünya Sağlık Örgütü (WHO) veya ülkelerin kendi yasal düzenlemeleri (örneğin ABD’deki Yasal Körlük tanımı) belirli görme keskinliği eşiklerine dayanır.
Genellikle daha iyi gören gözdeki en iyi düzeltilmiş görme keskinliği temel alınır. Örneğin WHO’ya göre 6/18’den kötü görmek “görme bozukluğu”, 6/120’den kötü görmek ise “körlük” kategorisine girer (LogMAR olarak sırasıyla >0.5 ve >1.3). Bu tanımlar sosyal haklar ve sağlık hizmetleri planlaması için önemlidir, ancak bu sınırların üzerindeki kişilerin de fonksiyonel zorluklar yaşayabileceği unutulmamalıdır.
Bebeklerde Görme Keskinliği Testi Nasıl Yapılır?
Bebeklerin ve çok küçük çocukların görme keskinliğini ölçmek zordur. Bu yaş grubunda doğrudan harf okutmak mümkün olmadığından dolaylı yöntemler kullanılır. Bebeğin bir ışığı veya oyuncağı gözleriyle takip edip etmediğine, bir gözü kapatıldığında tepki verip vermediğine bakılır.
Daha objektif yöntemler arasında Tercihli Bakış (Preferential Looking PL) testleri bulunur. Bu testler, bebeklerin desenli bir yüzeye (örneğin çizgili bir karta) boş bir yüzeye göre daha uzun süre bakma eğilimine dayanır. Testi yapan kişi, bebeğin hangi karta baktığını gözlemleyerek ne kadar ince deseni görebildiğini tahmin eder. Teller veya Cardiff Kartları bu yöntemi kullanır.
Okul Öncesi Çocuklar İçin Hangi Görme Keskinliği Testi Kullanılır?
3-5 yaş arası çocuklar genellikle şekil tanıma testlerine katılabilirler. Lea Sembolleri (ev, elma, kare, daire) veya HOTV Testi (sadece H, O, T, V harfleri) bu yaş grubu için idealdir. Çocuktan gördüğü şekli adlandırması veya eşleştirme kartında göstermesi istenir.
Bu testlerde “kalabalıklaştırma” (crowding) etkisi önemlidir. Yani harflerin veya şekillerin tek başına değil de yan yana gösterilmesi, göz tembelliğinin (ambliyopi) daha kolay saptanmasına yardımcı olur. Çünkü tembel göz, harfler birbirine yakınken daha çok zorlanır. Test mesafesi genellikle yetişkinlerden daha kısadır (örneğin 3 metre).
Çocuklarda Görme Keskinliği Testi Neden Özellikle Önemlidir?
Çocuklarda görme keskinliğinin erken yaşta değerlendirilmesi, özellikle ambliyopi (göz tembelliği) ve buna yol açan şaşılık veya yüksek gözlük numarası gibi durumların tespiti için hayati önem taşır. Ambliyopi, erken yaşta (genellikle 7-8 yaşından önce) teşhis ve tedavi edilirse (göz kapama, gözlük gibi), görme büyük ölçüde düzeltilebilir.
Tedavi edilmeyen görme sorunları çocuğun okul başarısını, sosyal gelişimini ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle yaşa uygun yöntemlerle düzenli görme taramaları ve testleri çok önemlidir.
Gözlük Numarası Görme Keskinliği Testi Sonucunu Etkiler mi?
Evet, kesinlikle etkiler. Miyopi, hipermetropi veya astigmatizma gibi düzeltilmemiş kırma kusurları (yani gözlük veya lens ihtiyacı), görme keskinliğinin düşük çıkmasının en sık nedenidir. Bu kusurlar ışığın gözün arkasında doğru noktaya odaklanmasını engeller ve bulanık görmeye yol açar.
Test bu yüzden hem gözlüksüz (düzeltmesiz) hem de varsa kişinin kendi gözlüğüyle (düzeltilmiş) yapılır. Eğer gözlükle bile görme düşükse ve pinhol (iğne deliği) ile düzeliyorsa, sorun muhtemelen sadece yanlış veya eksik gözlük numarasıdır.
Hangi Göz Hastalıkları Görme Keskinliği Testi Sonucunu Düşürür?
Kırma kusurları dışında birçok göz hastalığı da görme keskinliğini azaltabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Ortam Bulanıklıkları: Katarakt (göz merceğinin saydamlığını yitirmesi), kornea (gözün en dış tabakası) bulanıklıkları veya lekeleri, göz içi kanamalar gibi ışığın retinaya ulaşmasını engelleyen durumlar.
- Retina Hastalıkları: Sarı nokta hastalığı (YBMD), diyabetik retinopati (şeker hastalığının göze vurması), retinitis pigmentoza (tavuk karası) gibi retina tabakasını etkileyen hastalıklar.
- Optik Sinir Hastalıkları: Glokom (göz tansiyonu), optik sinir iltihapları veya hasarları gibi görme sinirini etkileyen durumlar.
- Ambliyopi (Göz Tembelliği): Çocuklukta gelişen ve bir gözün görmesinin diğerine göre az olmasına neden olan durum.
Ortam ve Hasta Faktörleri Görme Keskinliği Testi’ni Nasıl Etkiler?
Test sonucunu etkileyen başka faktörler de vardır. Test yapılan ortamın aydınlatması önemlidir; çok loş veya aşırı parlak ışık sonucu etkileyebilir. Standart testlerde kullanılan siyah-beyaz harflerin kontrastı yüksektir, ancak gerçek hayattaki düşük kontrastlı durumları tam yansıtmayabilir.
Hastanın yaşı (çocuklarda ve yaşlılarda farklı normlar olabilir), teste olan dikkati ve katılımı (özellikle çocuklarda), hatta yorgunluk durumu bile sonucu etkileyebilir. Göz bebeğinin (pupil) o anki boyutu da optik kaliteyi değiştireceği için görme keskinliğini bir miktar etkileyebilir.
Görme Keskinliği Testinin Eksiklikleri Nelerdir?
Görme keskinliği testi çok değerli olsa da tek başına tüm görsel fonksiyonu yansıtmaz. En önemli sınırlılığı, testin yüksek kontrastlı (siyah-beyaz) hedeflerle yapılmasıdır. Oysa günlük hayatımızda sisli hava, loş ışık, soluk renkler gibi düşük kontrastlı durumlarla karşılaşırız. Bu nedenle test sonucu, kişinin gerçek hayattaki görme performansını tam olarak göstermeyebilir.
Ayrıca glokom veya diyabetik retinopati gibi bazı hastalıkların erken evrelerinde görme keskinliği normal kalabilirken, aslında görme alanında veya kontrast duyarlılığında kayıplar başlamış olabilir. Yani 6/6 görmek, gözün tamamen sağlıklı olduğu anlamına gelmeyebilir.
Kontrast Duyarlılığı Görme Keskinliği Testinden Neden Farklıdır?
Görme keskinliği, ne kadar küçük detayı görebildiğimizi ölçerken (yüksek kontrastta), kontrast duyarlılığı ne kadar soluk bir nesneyi fark edebildiğimizi ölçer. Yani nesne ile arka plan arasındaki renk veya parlaklık farkının ne kadar az olması gerektiğini test eder.
Bu iki fonksiyon birbirinden farklıdır. Bir kişinin görme keskinliği normal olsa bile kontrast duyarlılığı düşük olabilir. Bu durum özellikle gece araba kullanırken, sisli havada veya yüzleri tanırken zorlanma gibi şikayetlere yol açabilir. Kontrast duyarlılığı, fonksiyonel görmeyi (günlük hayattaki görme performansını) görme keskinliğinden daha iyi yansıtabilir.
Görme Keskinliği Testi Yanında Kontrast Duyarlılığı Neden Ölçülmeli?
Çünkü kontrast duyarlılığı, bazı göz hastalıklarında (örneğin katarakt, glokom, sarı nokta hastalığı) görme keskinliğinden daha erken etkilenebilir. Hastanın “görüyorum ama net değil” veya “ışıklar dağılıyor” gibi şikayetlerini daha iyi açıklayabilir.
İyi bir görme keskinliğine rağmen günlük hayatta zorlanan hastalarda veya belirli hastalıkların takibinde kontrast duyarlılığı testi yapmak, görme fonksiyonu hakkında daha bütüncül bir bilgi verir. Bu tedavi kararlarını (örneğin katarakt ameliyatı zamanlaması) daha doğru vermeye yardımcı olabilir. İdeal bir göz muayenesi, her iki ölçümü de içermelidir.
Görme Taraması ve Görme Keskinliği Testi Neden Yapılır?
Görme taramasının ana amacı, belirti vermeden ilerleyebilen göz sorunlarını erken yakalamaktır. Özellikle çocuklarda göz tembelliğini (ambliyopi) ve buna yol açan nedenleri (şaşılık, gözlük ihtiyacı) tedavi şansının yüksek olduğu erken yaşlarda tespit etmek hedeflenir. Erken teşhis ve tedavi, kalıcı görme kaybını önleyebilir.
Yetişkinlerde ise tarama, glokom, sarı nokta hastalığı, diyabetik retinopati gibi yaşla veya sistemik hastalıklarla ilişkili durumların erken teşhisini sağlar. Görme keskinliği testi, bu taramaların önemli bir parçasıdır ancak tarama, tam bir göz muayenesi yerine geçmez; sadece riskli kişileri belirleyip uzmana yönlendirir.
Çocuklar İçin Görme Keskinliği Testi Taraması Ne Zaman Önerilir?
Uluslararası önerilere göre çocuklar için görme taraması şeması genellikle şöyledir:
- Yenidoğan: Doğumda kırmızı refle testi.
- 6 ay 1 yaş: Doktor kontrolünde fiksasyon, takip ve kırmızı refle kontrolü; mümkünse cihaz bazlı tarama.
- 3 5 yaş: En az bir kez yaşa uygun optotiplerle (Lea, HOTV) veya cihazla tarama. Şaşılık kontrolü de yapılır.
- 5 yaş ve üzeri (Okul çağı): Yılda bir veya iki yılda bir, genellikle harf eşelleriyle tarama.
Bu yaşlarda taramadan geçemeyen veya testi yapılamayan çocuklar mutlaka göz doktoruna yönlendirilmelidir.
Yetişkinler Ne Sıklıkla Görme Keskinliği Testi İçeren Muayene Olmalı?
Bilinen bir göz hastalığı veya risk faktörü olmayan (düşük riskli) yetişkinler için genel öneriler şöyledir:
- 40 yaş: Kapsamlı bir başlangıç muayenesi önerilir, çünkü bu yaşta yaşa bağlı değişiklikler başlayabilir.
- 40-54 yaş: 2-4 yılda bir.
- 55-64 yaş: 1-3 yılda bir.
- 65 yaş ve üzeri: 1-2 yılda bir.
Bu sıklıklar genel önerilerdir. Diyabet, yüksek tansiyon gibi hastalıkları olanlar, ailede göz hastalığı öyküsü bulunanlar veya görme şikayeti yaşayanlar daha sık kontrole gitmelidir.
Kimler Görme Keskinliği Testi Taraması Yerine Direkt Muayeneye Gitmeli?
Bazı durumlarda tarama atlanıp doğrudan kapsamlı bir göz muayenesi yapılması önerilir. Bu durumlar şunları içerir:
- Görme şikayetleri olan kişiler (bulanık görme, çift görme, ağrı vb.).
- Diyabet, yüksek tansiyon gibi gözü etkileyebilecek sistemik hastalığı olanlar.
- Ailede glokom, sarı nokta hastalığı gibi kalıtsal göz hastalığı öyküsü olanlar.
- Erken doğum öyküsü olan bebekler ve çocuklar.
- Down sendromu gibi belirli genetik veya sistemik rahatsızlıkları olanlar.
- Zaten bilinen bir göz hastalığı nedeniyle takipte olanlar.
- Bu kişiler risk grubunda oldukları için tarama yerine düzenli aralıklarla detaylı göz muayenesi olmalıdırlar.