Gözyaşı kanal tıkanıklığı ameliyatı, gözyaşının burun boşluğuna yeniden yönlendirilmesi amacıyla uygulanır. DSR yöntemi, tıkalı kanal yerine yeni bir geçiş yolu oluşturarak kalıcı çözüm sağlar.

Ameliyat lokal veya genel anestezi altında yapılabilir. Burun ile göz arasındaki kemik inceltilir ve yeni bir kanal açılır. Bu yöntemle gözyaşının doğal akışı yeniden sağlanır.

Ameliyat sonrası sulanma ve enfeksiyon şikâyetleri büyük ölçüde düzelir. Başarı oranı yüksektir, özellikle kronik tıkanıklıklarda tercih edilir. İyileşme süreci genellikle kısa ve rahattır.

Cerrahi sonrası düzenli takip ve antibiyotikli damla kullanımı enfeksiyon riskini azaltır. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı için DSR yöntemi günümüzde en güvenilir tedavi seçeneklerinden biridir.

TanımGözyaşı kanallarının tıkanması nedeniyle gözyaşının buruna doğru düzgün akamaması sonucu yapılan cerrahi işlem. Gözde sürekli sulanma, çapaklanma ve enfeksiyon sorunlarını gidermek için uygulanır.
Ameliyat TürleriDakriyosistorinostomi (DSR): Yeni bir gözyaşı drenaj yolu oluşturulur.

Endoskopik DSR: Burun içinden kapalı yöntemle yapılır.

Eksternal DSR: Göz ile burun arasına küçük bir kesi yapılarak uygulanır.

Balon Dakrioplasti: Hafif tıkanıklıklarda balonla genişletme işlemi uygulanır.

Kimlere Uygulanır?Kronik gözyaşı kanal tıkanıklığı olanlar, tekrarlayan göz enfeksiyonu (dakriyosistit) geçirenler, ilaç veya diğer tedavilere yanıt alamayan hastalar.
Ameliyat SüresiYaklaşık 30-60 dakika sürer. Endoskopik yöntemde daha kısa olabilir.
Anestezi TürüGenellikle lokal anestezi ile yapılır, bazı durumlarda genel anestezi tercih edilebilir.
İyileşme SüreciHasta genellikle aynı gün taburcu edilir. 1-2 hafta içinde normal aktivitelere dönülebilir. Tam iyileşme birkaç hafta sürebilir.
Olası Riskler ve KomplikasyonlarHafif kanama, burun tıkanıklığı, enfeksiyon, gözde hafif rahatsızlık hissi. Nadir durumlarda kanal tekrar tıkanabilir.
Ameliyat Sonrası BakımDoktorun önerdiği antibiyotik damlalar kullanılmalı, göz ovuşturmaktan kaçınılmalı, ağır egzersizlerden ve burun sümkürmekten kaçınılmalıdır.
Başarı Oranı%85-95 arasında değişen yüksek başarı oranına sahiptir.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR) Nedir?

Gözyaşı kanal tıkanıklığı ameliyatı, tıkanan gözyaşı yollarını açmak için uygulanan cerrahi bir işlemdir. DSR (Dakriyosistorinostomi), en yaygın yöntemlerden biridir ve tıkanıklığın bypass edilerek gözyaşının burun boşluğuna akmasının sağlanması amaçlanır. Bu işlem, genellikle göz sulanması, enfeksiyon ve çapaklanma şikayetleri olan hastalara uygulanır. Lokal veya genel anestezi altında yapılabilir ve başarı oranı yüksektir.

DSR ameliyatının temel mantığı, tıpkı tıkanmış bir su borusunu by-pass (baypas) etmek gibi yeni bir yol açmaktır. Burada cerrah, gözyaşı kesesi (lakrimal kese) ile burun boşluğu arasında doğrudan bir bağlantı oluşturur. Bu yeni yol sayesinde gözyaşı, tıkanmış olan eski kanal yerine cerrahın açtığı yeni “geçitten” burna akabilir.

  • Tıkanıklığın Belirlenmesi: Önce, tıkanıklığın nerede olduğu tespit edilir. Bu gözyaşı kanallarına verilen boyalı sıvılar, endoskopik incelemeler veya radyolojik görüntüleme (örneğin CT taramaları) ile yapılabilir.
  • Yeni Geçit Oluşturma: Ameliyat sırasında cerrah, gözyaşı kesesi ile burun boşluğu arasında doğrudan bir açıklık yaratır. Bazen ince bir silikon tüp (stent) takılır ve bu tüp, geçidin ameliyattan sonra kapanmaması için bir süre yerinde kalır.
  • İyileşme Dönemi: Ameliyattan sonraki haftalarda bu yeni geçidin sağlamlaşıp “yapışmaması” veya “yeniden tıkanmaması” için düzenli kontrol yapılır. Stent var ise, iyileşme dönemi sonunda çıkarılır.

Bu ameliyat sayesinde, gözyaşı artık “asıl yol” yerine “yeni açılmış yoldan” burna akarak dışarı taşmaz. Böylece gözün sürekli sulanması (epifora), akıntı ve sık enfeksiyon sorunları büyük oranda ortadan kalkar.

Kimler Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR)’ne İhtiyaç Duyar?

Bazı kişilerde gözyaşı kanalları doğuştan dardır ya da tıkalıdır. Bazılarında ise sonradan travma, enfeksiyon veya yaşa bağlı doku değişiklikleri nedeniyle bu sorun ortaya çıkar. İşte DSR ameliyatına ihtiyaç duyan grupların başlıcaları:

  • Kronik Epifora (Aşırı Göz Sulanması) Yaşayanlar: Eğer gözyaşı sürekli olarak yanaklara doğru akıyor ve günlük yaşamı zora sokuyorsa, bu kişilerin gözyaşı kanallarında tıkanma olma ihtimali yüksektir. Kalabalık bir ortamda konuşurken gözünüzden yaş akması, çevrenizdekiler tarafından “Acaba üzgün müsünüz?” şeklinde yanlış anlaşılmalara dahi neden olabilir.
  • Tekrarlayan Göz Enfeksiyonları Olanlar: Gözyaşı kesesinde biriken sıvı, bazen enfeksiyonu tetikleyen mikroplar için uygun bir ortam haline gelir. Kronik dacryocystitis (gözyaşı kesesi iltihabı) yaşayan insanlar, sık sık göz çevresinde şişlik, kızarıklık ve ağrı atakları geçirir. Antibiyotikler veya göz damlaları geçici çözümler sunabilir, ancak kökten çözüm genellikle DSR ameliyatıdır.
  • Sinüs Problemleri veya Nazal Sorunları Olanlar: Kronik sinüzit, burun polipleri veya geçirilmiş burun ameliyatları, gözyaşı kanallarının burun boşluğuna açıldığı yerde tıkanıklığa sebep olabilir. Bunun sonucu olarak normalde burna dökülmesi gereken gözyaşı dışarı akmaya başlar.
  • Yüz Travması veya Kırık Geçirenler: Trafik kazaları veya düşme gibi ciddi travmalar, bazen göz çevresindeki kemik yapıyı etkiler. Gözyaşı kanalının geçtiği kemik kanalların hasar görmesi, kanallarda kalıcı tıkanıklığa yol açabilir. Bu durumda DSR ameliyatı tek çare haline gelebilir.
  • Yaşa Bağlı Doku Değişiklikleri: İlerleyen yaşla birlikte vücudun farklı bölgelerinde doku elastikiyetinde ve anatomik yapılarda değişiklikler meydana gelir. Burun çevresi dokularındaki bu doğal değişim, gözyaşı yollarında da daralmaya veya tıkanıklığa neden olabilir.
  • Konjenital (Doğuştan) Tıkanıklıklar: Bazı bebekler gözyaşı kanalı tam anlamıyla gelişmeden doğar. Birçoğu masaj veya basit müdahalelerle düzelirken, inatçı vakalarda ileriki yaşlarda DSR ameliyatına başvurmak gerekebilir.

Bu kişilerin ortak noktası, gözyaşının normalde izlediği yolun bir şekilde bloke olması ve bu nedenle gözde sulanma ya da iltihap gibi sıkıntıların ortaya çıkmasıdır. DSR, bu soruna kalıcı çözüm sunan temel yöntemdir.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR) İçin Hangi Belirtiler Gereklidir?

Gözyaşı kanal tıkanıklığının en bariz belirtisi, kalıcı ve aşırı göz sulanmasıdır. Öyle ki bazı hastalar, sürekli yanlarında mendil taşımak zorunda kalır veya gözlerini silmekten tahriş olduğunu ifade ederler. Aşağıda bu sorunu düşündürebilecek işaretler yer almaktadır:

  • Gözden Sürekli Yaş Gelmesi (Epifora): Öyle ki rüzgârlı bir havada, evde dinlenirken veya televizyon izlerken dahi gözyaşı akması devam edebilir. Bu durumu musluğun hafifçe açık kalmasına benzetmek mümkündür.
  • Göz Çevresinde Kızarıklık ve Tahriş: Gözyaşı normalde koruyucu bir sıvıdır; ancak dışarı taşması durumunda göz kapağı kenarlarında tahrişe neden olabilir. Cilt yapısı hassas olan kişilerde, kızarıklık ve hafif döküntüler de görülebilir.
  • Sık Tekrarlayan İltihap veya Enfeksiyon: Tıkalı bölgede biriken gözyaşı, mikropların üremesi için mükemmel bir zemin oluşturur. Göz pınarında şişlik, ağrı ve bazen de sarı-yeşil akıntı meydana gelebilir.
  • Sabahları Göz Kapağında Kabuklanma veya Çapaklanma: Gözden sızan iltihaplı sıvı geceleri birikerek kapakta kuruyabilir. Uyandığınızda kirpiklerin birbirine yapışık olduğunu fark edebilirsiniz.
  • Gözde Baskı ve Doluluk Hissi: Bazı hastalar, göz pınarlarında sanki “dolgunluk” varmış gibi bir rahatsızlık hisseder. Elinizle hafifçe bastırdığınızda buradaki sıvının burna değil göz kapağına doğru kaçtığını veya dışarı taştığını görebilirsiniz.

Eğer bu belirtiler uzun süredir devam ediyor ve damla, ilaç, masaj gibi yöntemlerle düzelmiyorsa, gözyaşı kanalı tıkanıklığı ciddi bir ihtimal haline gelmiş demektir. Bu durumda yapılacak detaylı muayene ve görüntüleme yöntemleri ile sorunun kaynağı belirlenir. Sonuçta ise DSR ameliyatı kalıcı bir çözüm olarak karşımıza çıkar.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR) Nasıl Yapılır?

Evinizin bahçesinde eskimiş, tıkanmış bir su borusu olduğunu düşünün. Siz suyu musluktan açtığınızda, su gitmesi gereken yere değil de bahçenize, hatta evinizin içine doğru akıyor. İşte gözyaşı kanalı tıkanıklığı tam olarak böyle bir durumdur. Bu tıkanmış boruyu onarmak veya yeniden bir kanal açmak için nasıl bir tesisat ustası çağırıyorsanız, göz doktorları da DSR ameliyatıyla tıkanan gözyaşı kanalını by-pass eder.

Ameliyatın teknik detaylarına girmeden önce, temelde iki farklı yaklaşımdan söz etmek mümkündür: dış (eksternal) yaklaşım ve endoskopik yaklaşım.

Eksternal (Dış) DSR

  • Kesinin Yeri: Burun kenarından, gözyaşı kesesinin bulunduğu bölgeye küçük bir kesi yapılır. Genellikle burun köküne yakın, göz pınarının hemen yanındaki cilt hattında gerçekleşir.
  • İşlem Basamakları: Cerrah, gözyaşı kesesini ve çevresini açığa çıkararak tıkalı olan noktaları temizler. Ardından gözyaşı kesesi ile burun mukozası arasında doğrudan bir pencere oluşturur. Bu bağlantı, eski tıkalı kanalın görevini üstlenecek yeni geçidi sağlar.
  • Dikiş ve Stentler: Ameliyat sırasında, açık kalması için silikon tüp yerleştirilebilir. Kesiden sonra cilde atılan dikişler, genellikle birkaç hafta içinde alınır ve zamanla iz belirsizleşir.

Endoskopik DSR

  • Dış Kesinin Olmaması: Burada temel avantaj, göz ve burun arasında görünen bir kesi yapılmamasıdır. Cerrah, burnun içine yerleştirdiği endoskopik aletlerle gözyaşı kesesine ulaşır.
  • Kamera ve Alet Kullanımı: Burnun içindeki dokular, endoskop aracılığıyla ekrana yansıtılır. Tıkalı bölgeye ulaşan cerrah, buradaki tıkanıklığı giderir ve yine gözyaşı kesesi ile burun mukozasını birleştirir.
  • Stent Uygulaması: Tıpkı eksternal yöntemde olduğu gibi, bazen silikon stent yerleştirilir ve operasyon sonrasında bir süre bu stent burnun içinde veya gözyaşı kanalında kalır.

Her iki yöntemin de amacı aynıdır: Tıkanıklığı ortadan kaldırmak ve gözyaşı akışına yeni bir yol açmak. Ancak seçim, hastanın anatomisine, yaşına, tıkanıklığın yerine ve cerrahın deneyimine göre değişebilir. Bazı vakalarda ise balon kateter dilatasyonu gibi ek yöntemler ya da konjenital vakalarda sadece basit bir “probing” (kanalın özel bir çubuk yardımıyla açılması) gerekebilir.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR)’nin Faydaları Nelerdir?

DSR’nin en önemli faydası, sürekli gözyaşı akması sorununu kökten çözmesi ve buna bağlı enfeksiyonları büyük ölçüde engellemesidir. Bu ameliyatın sağlayabileceği diğer kazanımlar ise şöyledir:

  • Günlük Konforun Artması: Devamlı göz silme ihtiyacının ortadan kalkması, hem sosyal ortamlarda hem de iş hayatında ciddi bir rahatlama yaratır. Göz çevresinde cilt tahrişi veya kızarıklık gibi problemler de zamanla azalır.
  • Enfeksiyon Riskinin Azalması: Tıkalı kanalda biriken gözyaşı, bakterilerin üremesi için uygun bir ortamdır. Bu ameliyat sonrasında drenaj normale döneceği için göz çevresindeki iltihaplanmalar ve apse oluşumları önemli ölçüde azalır.
  • Kalıcı ve Yüksek Oranda Başarılı Çözüm: Çeşitli çalışmalarda, DSR ameliyatının %90’lara varan başarı oranlarına sahip olduğu gösterilmiştir. Özellikle ameliyat sonrasındaki bakım iyi yapıldığında ve kontroller ihmal edilmediğinde, bu başarı daha da yüksek seviyelerde seyreder.
  • Yaşam Kalitesindeki Artış: Gözyaşının yüzünüze akması, iş hayatından sosyal ortamlara kadar pek çok noktada stres kaynağı olabilir. Ameliyat sonrasında elde edilen “kuru ve rahat” göz yapısı, kişinin özgüvenini de olumlu etkiler.
  • Endoskopik Yöntemle Estetik Avantaj: Burun içinden yapılan endoskopik ameliyatlarda dışarıdan belirgin bir kesi izi kalmadığı için estetik açıdan daha konforlu bir iyileşme süreci yaşanır. Bazı hastalar için bu durum büyük önem taşır.
  • Pediatrik Olgularda Uzun Vadeli Çözüm: Konjenital tıkanıklıklarda, bebeklik döneminde basit masaj veya sondalama işe yaramadıysa DSR bir sonraki basamak olarak etkili bir çözüm sunar. Çocuğun ileriki yaşlarında tekrarlayan iltihaplar ve göz sulanması gibi sorunları yaşamasını engeller.

Elbette her ameliyatta olduğu gibi DSR’de de bazı riskler mevcuttur. Ancak doğru hasta seçimi ve deneyimli bir cerrah, bu riskleri oldukça minimize eder.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR) ile İlgili Riskler Nelerdir?

Hiçbir cerrahi işlem sıfır riskle gelmez. DSR ameliyatında da görülebilecek bazı komplikasyonlar şunlardır:

  • Kanama: Ameliyat sırasında veya sonrasında hafif kanama görülebilir. Bu durum genelde kontrol altına alınabilir ve ciddi bir sorun oluşturmaz. Ancak burun içinde birikme veya ameliyat bölgesinde hematom (kan birikmesi) oluşması ihtimali, özellikle ameliyatın ilk günlerinde gözlemlenebilir.
  • Enfeksiyon: Dikişlerin bulunduğu bölge veya burun içi dokularda enfeksiyon gelişme riski mevcuttur. Göz çevresinde kızarıklık, ağrı veya akıntı, erken dönemde bir enfeksiyon belirtisi olabilir. Uygun hijyen ve antibiyotik desteğiyle bu risk genelde düşüktür.
  • Skarlanma ve Yapışıklıklar: Gözyaşı kesesi ile burun mukozası arasındaki yeni geçit bazen iyileşirken kapanabilir veya daralabilir. Bu durum tekrar tıkanıklığa yol açabilir. Özellikle nazal dokuların iyileşme eğilimi yüksek olduğundan, ameliyat sonrası kontrol ve gerekirse stentin bir süre takılı kalması önemli bir yere sahiptir.
  • Silikon Tüp (Stent) İle İlgili Sorunlar: Tüpün yerinden çıkması, tahriş etmesi veya hastada rahatsızlık yaratması mümkündür. Bu durum genellikle ameliyat sonrasında erken dönemde ortaya çıkar ve düzeltici bir müdahale ile çözülebilir.
  • Genel Anestezi ve Diğer Cerrahi Riskler: Yaşlı hastalar veya ek hastalıkları olan bireylerde, anesteziye bağlı komplikasyonlar veya ameliyat sonrası iyileşme sürecinde ek zorluklar ortaya çıkabilir.
  • Yakın Dokulara Zarar Verme: Özellikle burnun iç yapısında veya gözyaşı kesesi çevresinde daha önce bir ameliyat ya da travma söz konusu ise, anatomik sınırların değişmiş olması cerrahi müdahaleyi karmaşıklaştırabilir. Ender de olsa komşu dokulara zarar verme riski bulunur.

Cerrahinin genel kuralı, “risk-fayda” dengesini gözetmektir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı ileri düzeyde rahatsızlık veriyor ve yaşam kalitesini düşürüyorsa, genellikle ameliyatın faydaları bu risklerden ağır basar. Ameliyat sonrasında sık ve düzenli kontroller, oluşabilecek herhangi bir komplikasyonu erken evrede yakalamaya yardımcı olur.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR) Sonrası İyileşme Süresi Ne Kadardır?

Ameliyat biter bitmez hasta, hemen “Artık gözüm hiç akmıyor” gibi bir durumla karşılaşmayabilir. İyileşme dönemi adım adım ilerler ve bu süreçte gözyaşı drenajı normale döner. Genel hatlarıyla toparlarsak:

  • İlk 24-48 Saat: Bu süreçte bölgede hafif sızı, şişlik ve hatta göz çevresinde morarma olması normaldir. Burun içinden veya ameliyat bölgesinden hafif kanlı akıntı gelebilir. Gözyaşının da pembe renkte olması göz korkutucu değildir.
  • İlk Hafta: Şişlik yavaş yavaş azalır. Eğer dış kesiden ameliyat yapıldıysa dikişlerin olduğu bölgede hafif bir sertlik veya kabuklanma gözlenebilir.
  • 10. Gün ve Sonrası: Hastaların çoğu, günlük aktivitelerine dönebilir. Stent takıldıysa, burnun içinde veya göz pınarı bölgesinde ufak bir tüp hissedilebilir. Bu tüp normalde 6-12 hafta kadar yerinde kalır.
  • Birinci Ay: Çoğu şişlik geçmiş, gözün sulanma sıklığı belirgin biçimde azalmış olur. Tabii ki her hastanın iyileşme hızı farklı olabilir.
  • Üçüncü Ay ve İleri Dönem: Cerrahi bölgede herhangi bir iz veya doku kalınlaşması varsa, bu aşamada giderek belirsizleşir. Gözyaşı drenajı daha stabil hale gelir. Stent var ise uygun görülürse bu dönemde çıkarılabilir.

Gözyaşı kanal ameliyatından sonra, “Makyaj yapabilir miyim, spor yapabilir miyim?” gibi sorular sıkça sorulur. Genellikle bir hafta kadar ağır egzersizlerden, eğilme-gerektiren işlerden ve göz çevresini tahriş edecek uygulamalardan uzak kalmakta fayda vardır. Ancak bu süreler, hastaya ve ameliyatın yöntemine göre değişkenlik gösterebilir.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR) Öncesi ve Sonrası Ne Beklenmelidir?

Ameliyat kararı verildiğinde, genellikle hastanın aklında “Beni neler bekliyor?” sorusu belirir. Bu noktada hem operasyon öncesi hem de sonrası dönemde şu adımlar ve durumlar ortaya çıkabilir:

Ameliyat Öncesi

  • Muayene ve Görüntüleme: Kesin tanı koymak için hekimin damla yardımıyla yaptığı gözyaşı kanal testleri, kanalın içine ince bir prob sokarak tıkanıklık seviyesini ölçmesi veya radyolojik yöntemlerle (CT, dacryocystography) sorunu görselleştirmesi gerekebilir.
  • İlaç Düzenlemeleri: Kan sulandırıcı gibi ilaçlar kullanılıyorsa, bazen bunların ameliyattan bir süre önce kesilmesi istenir. Bu noktada ek hastalıkların ve kullanılan tüm ilaçların paylaşılması önemlidir.
  • Genel Sağlık Durumu Değerlendirmesi: Bazı hastalar lokal anesteziyle ameliyat olurken, bazıları genel anesteziyi tercih edebilir. Burada yaş, ek hastalıklar ve kişisel konfor önemlidir.

Ameliyat Sonrası

  • Hafif Ağrı ve Ödem: İlk günlerde burun kökü ve göz çevresinde hafif ağrılar, şişlikler ve hafif morluklar görülebilir. Bu durum operasyonun doğası gereğidir ve genelde soğuk kompres veya verilen ağrı kesici ilaçlarla kontrol altına alınır.
  • Burun Kanaması veya Kanlı Gözyaşı: Taze açılmış bir geçit söz konusu olduğu için, gözyaşı kısa bir süre kanla karışık şekilde akabilir. Burun içinden de hafif sızıntılar normal kabul edilir.
  • Dikiş Bakımı (Eksternal DSR’de): Dikişlerin hijyenine dikkat etmek gerekir. Cerrah, pansuman ve temizlik konularında bilgilendirir ancak genellikle nazikçe temizlik yeterlidir.
  • Kontroller ve Dikiş Alma: Ameliyatı takip eden ilk hafta veya on gün içerisinde kontrol randevuları olur. Dikişler alınacaksa o süreçte alınır. Stent takıldıysa, onun bakımıyla ilgili bilgilendirme yapılır.
  • Uzun Dönem Rahatlama: İlk haftalardaki hafif rahatsızlık dönemi geçtikten sonra, gözdeki sulanmanın belirgin ölçüde azaldığı, enfeksiyon atağı sıklığının da büyük oranda düştüğü gözlenir.

Bu süreçte gözlerinizi ovalamaktan veya baskı uygulamaktan kaçınmak, burnu temizlerken çok sert hareketlerden sakınmak önemlidir. Evinizde dinlenirken hafif yürüyüşler yapmak kan dolaşımını artırıp iyileşmeyi destekleyebilir.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR), Doğuştan Gelen Tıkanıklıklar İçin Etkili midir?

Konjenital (doğuştan) gözyaşı kanalı tıkanıklığı, genellikle bebeklerde kendini ilk aylarda belli eder. Sürekli sulanan ve çapaklanan göz, anneleri ve babaları endişelendirir. Neyse ki bebeklerin çoğunda gözyaşı kanalı tıkanıklığı, masaj veya basit bir sondalama işlemiyle açılabilmektedir. Ancak bazı inatçı vakalarda, çocuk biraz büyüdüğünde DSR ameliyatı gündeme gelebilir.

  • Basit Vakalar: Doğuştan tıkanıklıkların büyük kısmı, gözyaşı kanalının alt ucunda ince bir zar (Hasner zarı) olması nedeniyle oluşur. Bu zar, çoğu zaman kendiliğinden veya uygulanan masaj tekniğiyle patlar ve sorun çözülür.
  • İnatçı Tıkanıklıklar: Eğer zar açılmıyorsa veya kanalda ek darlıklar varsa, sondalama (probing) yapılabilir. Yine de başarısız olunursa veya çocuk daha ileri yaşa gelip sık iltihap geçirmeye başlarsa, DSR kalıcı bir çözüm sunar.
  • Çocuklarda DSR: Konjenital vakalarda, cerrahi yaklaşımlar yetişkinlere göre biraz farklı olabilir; ancak amaç yine aynıdır: gözyaşının burna döküleceği yeni bir kanal oluşturmak. Bu ameliyat, doğru zamanda ve doğru teknikle yapıldığında çocukların ileri yaşlarda gözlerinde enfeksiyon veya sürekli sulanma gibi problemler yaşamasını engeller.

Sonuç olarak DSR doğuştan gelen tıkanıklıklarda da gayet etkilidir. Önemli olan çocuğun durumunu yakından takip etmek ve ameliyata gerçekten ihtiyaç duyulup duyulmadığını zamanında değerlendirmektir.

Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR) İçin Nasıl Hazırlanabilirsiniz?

Bir cerrahi işleme girmeden önce, çoğu insan doğal olarak “Ne yapmam gerekiyor?” diye düşünür. Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Ameliyatı (DSR) için de hazırlık süreci genelde şu adımlardan oluşur:

Tıbbi Değerlendirme:

  • Kullanılan ilaçlar (özellikle kan sulandırıcılar) ve takviye ürünler (bazı bitkisel destekler dahil) gözden geçirilir.
  • Kronik hastalıklar (hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları vb.) varsa, bunlarla ilgili son tetkikler yapılır.

Görüntüleme Yöntemleri:

  • Doktor, gözyaşı yollarını ayrıntılı incelemek için CT taraması veya özel boyalı maddelerle yapılan görüntüleme testleri isteyebilir.
  • Ameliyatın hangi yöntemle yapılacağına (eksternal veya endoskopik) karar verilir.

Beslenme ve Dinlenme:

  • Genel anestezi alınacaksa, ameliyattan önceki gece belirli bir saatten sonra yemek ve içmek yasak olabilir. (Bu bazı vakalarda lokal anesteziyle yapılabilen bir işlem olsa da genelde hafif sedasyon veya genel anestezi tercih edilebilir.)
  • Ameliyattan önceki günlerde alkol tüketiminden kaçınmak, bağışıklık sisteminin güçlü olmasını destekler.

Rahat Kıyafetler ve Kişisel Bakım:

  • Ameliyat günü makyaj, göz kalemi, maskara gibi ürünlerin kullanılmaması önerilir. Bu enfeksiyon riskini azaltır ve cerrahın işini kolaylaştırır.
  • Saç bandı, toka veya takı gibi aksesuarlar fazla olmamalıdır; ameliyathane koşullarında bu tür eşyalar engel yaratabilir.

Refakatçi ve Konfor Düzenlemeleri:

  • Ameliyat çıkışında göz çevresi bandajlı veya hafif şiş olabilir. Evde ilk günü rahat geçirmek ve olası sorunlara karşı güvenli olmak adına bir refakatçi desteği yararlı olur.
  • Yatak veya dinlenme köşesi, evde mümkün olduğunca steril ve rahat bir şekilde hazırlanabilir. Gerekirse ekstra yastık kullanarak başı bir süre yüksekte tutmak, ödemi azaltmaya yardımcı olur.

Manevi ve Psikolojik Hazırlık:

  • Cerrahi işlemler her zaman bir miktar kaygı yaratabilir. Operasyon hakkında bilgi sahibi olmak, doktorun “nasıl” ve “neden” sorularını açıklaması, hastayı rahatlatır.
  • Ameliyatla ilgili çok fazla olumsuz düşünceye kapılmamak önemlidir. Gözyaşı kanalı ameliyatı günümüzde sık yapılan, teknik detayları iyi bilinen ve uzmanlarca başarıyla uygulanan bir prosedürdür.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *