Gözyaşı kanal tıkanıklığı, gözden burun boşluğuna giden kanalların daralması veya kapanmasıyla oluşur. Bu durumda gözyaşı dışarı akarak sulanma, çapaklanma ve sık enfeksiyonlara yol açar.
Yetişkinlerde genellikle iltihap, yaşlanma veya travmaya bağlı gelişir. Bebeklerde ise doğumsal kanal darlığı sık görülür. Şikâyetler genellikle yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Tanıda gözyaşı yollarına boya testi, endoskopik inceleme ve görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Erken teşhis, daha basit tedavi seçeneklerine imkân verir.
Tedavi seçenekleri arasında masaj, sondalama işlemleri ve cerrahi girişimler bulunur. Kalıcı tıkanıklıklarda cerrahi yöntemler en etkili çözümdür. Düzenli takip, enfeksiyonların önlenmesi için gereklidir.
Tanım | Gözyaşının gözden buruna taşındığı kanalların tıkanması veya daralması durumudur; gözde sürekli sulanma veya enfeksiyonlara neden olur. |
Nedenleri | – Doğumsal (Konjenital): Gözyaşı kanallarının tam olarak gelişmemesi. – Yaşlanma: Kanal daralması. – Travma: Yüz veya burun yaralanmaları. – Enfeksiyonlar: Kronik sinüzit veya konjonktivit. – Tümörler: Kanalı bloke eden nadir durumlar. |
Belirtiler | – Sürekli göz sulanması. – Göz çevresinde kızarıklık ve şişlik. – Gözyaşı kanalından akıntı (beyaz veya sarımsı). – Tekrarlayan göz enfeksiyonları. |
Teşhis Yöntemleri | – Fiziksel muayene. – Gözyaşı kanalına boya testi (gözyaşı akışını kontrol etmek için). – Gözyaşı kanalının sondalanması. – Görüntüleme yöntemleri (ör. dakriyosintigrafi, BT). |
Tedavi Yöntemleri | – Doğumsal Tıkanıklık: Masaj ve göz damlaları ile tedavi (çoğu vakada kendiliğinden açılır). – Enfeksiyon Durumu: Antibiyotik damlalar. – Sondalama veya Genişletme: Tıkalı kanalı açmak için. – Cerrahi (Dakriyosistorinostomi): Gözyaşı akışını yeniden sağlamak için yeni bir kanal açılması. – Stent Yerleştirme: Kanalı açık tutmak için. |
Komplikasyonlar | – Göz enfeksiyonlarının kronikleşmesi. – Göz çevresinde apseler. – Görme sorunları. |
Önleme Yöntemleri | – Göz hijyenine dikkat etmek. – Göz enfeksiyonlarını erken tedavi etmek. – Yüz ve göz travmalarından korunmak. |
Risk Faktörleri | – Yaşlılık. – Kronik sinüzit veya burun enfeksiyonları. – Doğumsal gözyaşı kanalı anomalileri. – Geçirilmiş yüz cerrahisi. |
Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Nedir?
Gözyaşı kanal tıkanıklığı, gözyaşını burun boşluğuna taşıyan nazolakrimal kanalın herhangi bir nedenle tıkanması durumudur. Bu tıkanıklık, gözde sürekli sulanma, çapaklanma ve enfeksiyona yol açabilir. Doğuştan ya da sonradan gelişebilir. Tedavi, tıkanıklığın nedenine ve şiddetine bağlı olarak ilaç, masaj veya cerrahi (dakriyosistorinostomi) ile yapılır.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Hangi Durumlarda Ortaya Çıkar?
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, her yaş grubunda görülebilir ancak her yaş grubu için öne çıkan sebepler değişiklik gösterebilir. Örneğin:
- Yenidoğanlar (Bebekler)
Bebeklerde, çoğunlukla kanalların alt ucundaki ince zar (valve of Hasner) doğum sonrası açılmamış olur. Bu zar açılmadığında gözyaşı, burna doğru akamaz ve gözde sürekli bir sulanma, çapaklanma meydana gelir. Bebeklerdeki bu durum çoğu zaman ilk birkaç ay içinde kendiliğinden düzelir.
- Yetişkinler
Yetişkin yaş grubunda, en sık rastlanan sebepler arasında enfeksiyonlar, kronik burun veya sinüs problemleri, travmatik kırıklar, tümöral kitleler ve yaşlanmaya bağlı anatomik değişiklikler yer alır. Örneğin burun yan duvarına komşu tümörler nadir de olsa, büyüdükçe gözyaşı kanalına bası yaparak akışı engelleyebilir.
- İleri Yaş Grubu
İleri yaşla birlikte gözyaşı kanalının duvarları ve çevre dokularda dejeneratif değişiklikler meydana gelebilir. Bu süreçte kanallar daralabilir, hatta bazen tamamen kapanabilir. Ayrıca yaşlılarda gözkapaklarında sarkma veya anatomik konum bozuklukları (ektropyon, entropyon gibi) görülür. Bu tür kapak bozuklukları da gözyaşı drenajını aksatabilir.
- Cerrahi veya Travma Geçirmiş Kişiler
Geçirilmiş burun ameliyatları, yüz travmaları veya sinüs operasyonları sonrasında da gözyaşı kanalında yapışıklıklar ortaya çıkabilir. Tıpkı bir yol kenarına düşen toprakların, yağmur yağdıkça set oluşturup su akışını engellemesi gibi, cerrahi veya travma sonrası oluşan yara dokusu da kanaldaki normal akışı bloke edebilir.
Dolayısıyla gözyaşı kanalı tıkanıklığı, tek bir yaş veya tek bir sebebe indirgenemeyecek, çok faktörlü bir sorundur. Her bir faktör göz önünde bulundurulduğunda, doğru teşhis ve uygun tedavinin önemini daha net anlayabiliriz.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nasıl Gelişir?
Bu soruyu cevaplarken en sık karşımıza çıkan benzetme, suların akışını sağlayan boru sistemi örneğidir. Şöyle düşünün: Gözü sulayan “gözyaşı”, üst göz kapağının dış tarafında yer alan “lakrimal bez” tarafından üretilir. Ardından göz yüzeyine yayılan bu sıvı, gözün iç köşesinde, üst ve alt kapağın burna doğru bakan kısmında bulunan küçük deliklerden (puncta) “kanaliküller”e geçer. Kanaliküller, birleşerek “lakrimal kese”ye, oradan da “nasolakrimal kanal” aracılığıyla burun boşluğuna açılır.
Bir noktada tıkanıklık oluştuğunda, adeta suyun akması gereken hortumun ucunu kapatmış gibi bir durum ortaya çıkar. Gözyaşı geriye doğru birikir ve göz yüzeyinde aşırı sulanma, devamında akıntı ve çapaklanma meydana gelir. Bu tıkanıklık, zar tabakasının (bebeklerde görüldüğü üzere) açılmaması, kanal içindeki iltihaplanma, travma sonrası oluşan kemik çıkıntıları veya çevredeki dokulardan gelen bası sonucu olabilir.
Herhangi bir sebeple kanal ağzı daraldığında, gözyaşı orada göllenir. Bu göllenme, mikropların üremesi için ideal bir ortam yaratarak sık tekrarlayan enfeksiyonlara yol açar. Böyle bir tabloyu, “Bir akvaryumda suyu filtreleme sistemi bozulduğunda, suyun kısa sürede kirlenmesi” örneğiyle benzeştirebiliriz. Gözyaşı kanalının sağlıklı çalışmaması da aynı şekilde gözlerin “temizliğini” aksatır.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığının Belirtileri Nelerdir?
Sıklıkla “göz sulanması” şikâyetiyle kendini gösteren bu tablo bazen hafif belirtilerle seyrederken bazen çok daha ciddi bulgulara yol açabilir.
- Sürekli veya Tekrarlayan Göz Sulanması (Epifora)
Gözyaşı, normalde burna doğru akması gerekirken dışarı akarak yanaklardan süzülür. Özellikle rüzgârlı, soğuk, tozlu ortamlarda veya parlak ışıktan rahatsız olma durumlarında bu sulanma daha da belirginleşir.
- Göz Çapaklanması ve Mükopürülan Akıntı
Tıkanıklıkta gözyaşı kesesi tam anlamıyla boşalamaz. Burada biriken sıvı, bakteri üremesi için üreme alanı haline gelir. Sonuçta sarı-yeşil renkli cerahat (iltihap) ortaya çıkabilir ve bu da “göz çapağı” şeklinde sabahları gözkapaklarının birbirine yapışmasına neden olur.
- Göz Çevresinde Kızarıklık ve Hassasiyet
Özellikle gözün iç köşesine doğru basınç uygulandığında ağrı veya hassasiyet hissedilebilir. Bu bölge şiş ve kırmızı görünebilir. Bu durum bazen “dakriyosistit” dediğimiz, gözyaşı kesesinin iltihabını işaret eder.
- Bulanık Görme
Aşırı göz sulanması, göz yüzeyinde sürekli bir sıvı tabakası birikimine neden olduğundan, net görüşü engelleyebilir. Tıpkı sisli bir camdan dışarıyı net görememek gibidir.
- Tekrarlayan Enfeksiyonlar
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı sadece mekanik rahatsızlık değil, aynı zamanda enfeksiyonların kronik hale gelmesi için de zemin hazırlar. Kimi hastalarda gözde kızarıklık ve iltihap sürekli tekrarlayabilir.
- Nadiren Ateş ve Kötüleşen Genel Durum
Eğer enfeksiyon, gözyaşı kesesi sınırlarını aşarak çevre dokulara yayılırsa – ki bunu “periorbital selülit” veya daha ilerisi “orbital selülit” olarak adlandırırız – hastada ateş, halsizlik, göz çevresinde belirgin ödem gibi sistemik semptomlar görülebilir. Bu oldukça acil bir durumdur.
Kimler Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Açısından Risk Altındadır?
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı her yaş ve cinsiyette karşımıza çıksa da belirli risk gruplarından söz etmek mümkündür:
Yenidoğanlar
Anne karnındaki gelişim sürecinde, nasolakrimal kanalın alt ucunda ince bir zar kalabilir. Bu zar normalde doğumla veya ilk aylarda yırtılarak açılır. Ancak bu açılma gerçekleşmezse tıkanıklık ortaya çıkar. Bebeklerdeki göz sulanması şikâyetlerinin en sık sebebi budur.
- İleri Yaş
İlerleyen yaşla birlikte gözyaşı kanalı çevresindeki dokularda elastikiyet ve destek yapıları bozulabilir. Ayrıca kronik enflamasyon ve fibrozis (yara dokusu oluşumu) ihtimali artar. Bu durum da tıkanıklığa zemin hazırlayabilir.
- Kadınlar
Bazı çalışmalarda kadınlarda gözyaşı kanalı tıkanıklığına daha sık rastlandığına dair bulgular vardır. Bu muhtemelen kadınların anatomik olarak daha dar kanal yapısına sahip olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca hormonal faktörler de etkili olabilir.
- Yüz Travması veya Cerrahi Geçirenler
Burnu veya orbitayı (göz çukuru) ilgilendiren kırıklar, estetik burun ameliyatları veya sinüs cerrahisi sırasında kanala zarar verilebilir. Bazen minimal bir kemik çıkıntısı veya ince bir yara dokusu bile tıkanıklığa yol açabilir.
- Kronik Sinüzit, Alerjik Rinit Gibi Burun Hastalıkları
Burun ve sinüs kanallarıyla gözyaşı kanalının anatomik yakınlığı sebebiyle, burunda sürekli devam eden bir enflamasyon veya anatomik bozukluk, gözyaşı kanalı fonksiyonlarını da olumsuz etkileyebilir.
- Tümöral Kitle veya Sistemik Hastalıklar
Nadir olsa da gözyaşı kanalına bası yapan tümörler veya sarkoidoz, Wegener granulomatozu (günümüzde Granülomatoz poliangiitis olarak da adlandırılır) gibi sistemik enflamatuvar hastalıklar da gözyaşı kanalı tıkanıklığı riski taşır.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Hangi Sorunlara Yol Açabilir?
Basit gibi görünen bir göz sulanması, tedavi edilmediğinde daha ciddi durumlara ilerleyebilir:
- Kronik Konjonktivit
Gözde sürekli biriken yaş, mikroplar için uygun üreme alanı oluşturur. Tekrarlayan veya uzun süren konjonktivit (göz yüzeyinin iltihabı) durumu hastayı ciddi şekilde rahatsız eder.
- Dakriyosistit (Gözyaşı Kesesi İltihabı)
Tıkanıklık bölgesi, genellikle gözyaşı kesesinin altında veya kanalın içinde olur. Kanal tam anlamıyla açılmayınca, gözyaşı kesesi dolup taşar, içindeki sıvı iltihaplanır ve kesede şişlik, kızarıklık, ağrıya yol açar. Tedavi edilmezse apse hatta çevre dokuya yayılım (periorbital/orbital selülit) yapabilir.
- Göz Kapağı Problemleri
Sürekli siliyer (kirpikli) kenarda birikme ve aşırı sulanma, göz kapağında cilt tahrişine, hatta egzama benzeri cilt sorunlarına yol açabilir. Ayrıca alt göz kapağında gevşeme (ektropyon) veya içe dönme (entropyon) gibi bozukluklar da kronikleşebilen tablolar yaratır.
- Görme Kaybı Riski
Enfeksiyon, eğer korneaya da yayılırsa ciddi yaralar oluşturabilir ve görme yetisinde kalıcı hasara neden olabilir. Özellikle kornea ülseri gelişimi, tedavide geç kalındığında görme kaybıyla sonuçlanabilecek kritik bir tablodur.
- Sosyal ve Psikolojik Etkiler
Gözün sürekli sulanması, akması, çapaklanması hastanın günlük yaşamını olumsuz etkiler. Sosyal ortamda utanma, işi yaparken odaklanamama, sürekli mendil kullanmak zorunda kalma gibi konfor bozuklukları da bu tabloya eşlik edebilir.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Tanısı Nasıl Konulur?
Bir hastada gözyaşı kanalı tıkanıklığından şüpheleniyorsak, tanı için aşağıdaki yöntemlerden yararlanırız:
- Kapsamlı Göz Muayenesi
İlk adım, hastanın öyküsünü detaylı almak ve gözün genel durumunu incelemektir. Kapak pozisyonu, göz yüzeyindeki lezyonlar, çapaklanma bulguları ve dakriyosistit belirtisi var mı, bakılır.
- Flororesin (Flöresin) Boya Testi (Dye Disappearance Test)
Göz yüzeyine flororesin adlı boya damlatılır. Normalde birkaç dakika içinde boyanın burun içinde kaybolması gerekir. Eğer boyanın kaybolması gecikiyorsa veya hiç kaybolmuyorsa, gözyaşı drenajında sorun olduğundan şüphelenilir.
- Lakrimal Sistem İrrigasyonu ve Probing
Doktor, özel bir kanül yardımıyla punctumdan girerek fizyolojik serum (tuzlu su) verir. Bu sırada hasta, genellikle sıvının boğazına veya burnuna gelmesini hissederse kanalların açık olduğu anlaşılır. Sıvı dışarı akıyor veya geri tepiyorsa tıkanıklık mevcuttur. Probing sırasında ise ince bir metal çubuk (probe) ile kanal boyunca ilerleyerek tıkanıklığın yeri tespit edilebilir. Özellikle bebeklerde bu işlem hem tanı hem de tedavi amaçlı yapılır.
- Dacryocystography (DCG)
Röntgen tabanlı bir görüntüleme yöntemi olup, kanala opak madde verilerek kanalın yapısı ve tıkanıklığın yeri incelenir. Özellikle anatomik detayları net görmek istediğimizde tercih edilebilir.
- Dacryoscintigraphy
Nükleer tıp yöntemiyle, radyoaktif madde gözyaşı kanalına damlatılır ve akış süreci bir gama kamera yardımıyla izlenir. Böylece kanalın ne kadarının açık ne kadarının tıkalı olduğu fonksiyonel olarak değerlendirilir.
- Endoskopik İnceleme
Burun içinden bakıldığında, kanalın burun boşluğuna açıldığı yer (meatus) değerlendirilir. Özellikle kulak burun boğaz uzmanları tarafından yapılan bu endoskopi sırasında, kanal ağzını daraltan polip, deviasyon veya başka kitleler de saptanabilir.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT) veya Manyetik Rezonans (MR)
Travma, tümör, ciddi kemik deformitesi şüphesi varsa BT veya MR tetkiklerinden yararlanılır. Bu yöntemlerle kemik yapılar, yumuşak dokular detaylı biçimde görüntülenir ve cerrahi planlama yapılabilir.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığında Hangi Tedavi Yöntemleri Mevcuttur?
Tıkanıklığın derecesi, süresi, yaş grubu ve altta yatan sebebe göre farklı tedavi yaklaşımları geliştirilmiştir. Tüm tedavilerin ortak amacı, gözyaşının yeniden burna doğru sağlıklı bir şekilde akmasını sağlamaktır.
Konservatif (Cerrahi Dışı) Yaklaşımlar
- Bekle-Gör ve Masaj Yöntemi (Özellikle Bebeklerde)
Bebeklerde valf açılmamışsa, ilk 6-12 ay içinde kendiliğinden açılma ihtimali yüksektir. Burada “Crigler masajı” adı verilen bir yöntemle, gözyaşı kesesi üzerine hafif basınç uygulanarak zarın yırtılması desteklenebilir. Ailelere gösterilen bu masaj tekniği, tıpkı bir hortumdaki ufak tıkanıklığı hafifçe bastırıp açmaya benzetilebilir.
- Antibiyotik Damla veya Merhemler
Tıkanıklığa eşlik eden enfeksiyon ya da çapaklanma bulgusu varsa, bakteriyel yükü azaltmak için antibiyotik göz damlaları veya merhem verilebilir. Fakat bu ilaçlar tek başına tıkanıklığı açmaya yetmez, sadece ikincil enfeksiyonu baskılar.
- Sıcak Kompres ve Göz Hijyeni
Gün içerisinde birkaç kez uygulanan sıcak kompresler, hem göz çevresindeki dolaşımı artırır hem de tıkanıklık bölgesindeki sekresyonların yumuşamasını sağlar. Göz çevresi hijyeni de çapaklanmayı ve bakteriyel üremeyi azaltır.
- Gözyaşı Kanalı Probing (Müdahaleli Girişim, Ancak Cerrahi Sayılmaz)
Bebeklerde masajla düzelmeyen veya belli bir yaşa kadar gelmiş ve hala açık olmayan kanallarda, kısa bir sedasyon altında ince bir metal çubukla (probe) kanal boyunca ilerlenerek zar açılmaya çalışılır. Bu işlemin başarı oranı, bebekler için oldukça yüksektir. Yetişkinlerde de denenebilir, ancak nedenler farklı olduğu için başarı oranı değişkenlik gösterebilir.
- Balon Dilatasyon
Probing yöntemine ek olarak balon dilatasyon tekniği uygulanabilir. Kanal içine ince bir kateter yerleştirilir, ucundaki balon şişirilerek darlıktan geçerken kanalı genişletir. Bu yöntem cerrahi öncesi bir ara basamak olarak görülebilir.
- Silikon Tüp Takılması (İntübasyon)
Bazı dirençli olgularda, tıkanıklık bölgesini by-pass edecek veya geniş tutacak şekilde silikon tüpler yerleştirilir. Tüp, birkaç ay kadar kanalda kalır ve ardından çıkarılır. Bu yöntemle kanal kalıcı olarak açık kalmaya zorlanır.
Cerrahi Yöntemler
- Dakriyosistorinostomi (DSR veya DCR)
En sık uygulanan cerrahi yöntemdir. Burada, gözyaşı kesesi ile burun boşluğu arasında yeni bir kanal (pencere) oluşturulur. Böylece tıkanıklığın altındaki kısmı devre dışı bırakarak, gözyaşının burna akması sağlanır. “External” (dıştan kesiyle) veya “endoskopik” (burun içinden) yapılabilir. Endoskopik yöntem ile yüzeyde iz kalmaz ve burun anatomisine müdahale daha minimaldir. Başarı oranı yüksektir, %90’ların üzerine çıkabilir.
- Lazer DCR
Klâsik DCR ile benzer prensibe dayanır. Fakat kemikteki pencere lazer yardımıyla açılır. Avantajı, ameliyat süresinin kısalığı ve daha az kanama olmasıdır. Ancak her olguya uygun olmayabilir. Bazı durumlarda başarı oranı klasik DCR’ye göre daha düşük seyreder.
- Dakriyosistektomi
Gözyaşı kesesinin tamamen çıkarılması anlamına gelir. Genellikle çok ileri yaştaki hastalarda veya tekrar eden ağır enfeksiyonların keseye kalıcı hasar verdiği durumlarda tercih edilir. Ancak bu yöntemde, gözyaşı drenajının devamını sağlayacak yeni bir yol oluşturulmaz, kesenin sadece enfeksiyon ve ağrı kaynağı olmaktan çıkarılması amaçlanır.
- Tümör Varsa Cerrahi Rezeksiyon
Tıkanıklığın sebebi bir tümörse, tümörün cerrahi yolla çıkarılması veya radyoterapi, kemoterapi gibi ek tedaviler gerekli olabilir. Bu durumda gözyaşı kanalını açmaya yönelik girişim, onkolojik tedaviyle eş zamanlı veya sonrasında planlanır.
Bu tedavi seçeneklerinin her biri, hastanın yaşı, tıkanıklık seviyesi, eşlik eden durumlar (enfeksiyon, tümör, travma geçmişi vb.) göz önüne alınarak değerlendirilir. Bazı hastalarda minimal invaziv yöntemler yeterli gelirken, bazılarında doğrudan ameliyat kaçınılmaz olabilir.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığında Ameliyata Ne Zaman Başvurmak Gerekir?
Cerrahi müdahale genellikle şu durumlarda değerlendirilir:
- Konservatif Yöntemlerin Başarısız Olması
Bebeklerde masaj ve probing, yetişkinlerde ise antibiyotik, sıcak kompres ve probing gibi yöntemlerle çözüm sağlanamadıysa veya tıkanıklık tekrar ettiyse cerrahiye yönelmek gerekebilir.
- Şiddetli ve Tekrarlayan Dakriyosistit
Gözyaşı kesesi iltihabı sık sık nüksediyorsa ve hastanın yaşam kalitesini düşürüyorsa, kalıcı bir çözüm sunmak için DCR gibi cerrahi yöntemler zorunlu hale gelir.
- Tümöral Kitle Şüphesi veya Travmatik Hasar
Kanalı kapatan bir kitle veya kırık kemik parçası varsa, durumu cerrahi olarak düzeltmek ve mümkünse tümörü çıkarmak esastır. Zira bu tür etkenler cerrahi dışı yöntemlerle açılmaz.
- Yaşa Bağlı İleri Evre Kanal Deformiteleri
Çok ileri yaşta, kanalın adeta çökmesi veya burun yapısındaki ciddi değişiklikler cerrahi olmadan düzelmeyebilir.
Cerrahi kararı verirken hastanın genel sağlık durumu anesteziye uygunluğu, ameliyat sonrası bakım imkânları gibi faktörleri de göz önünde bulundurmak gerekir.
Tedavi Edilmezse Ne Gibi Riskler Doğabilir?
Tedavisiz bırakılan gözyaşı kanalı tıkanıklığı, belli başlı sıkıntılara yol açar:
- Kronik Göz Enfeksiyonları ve İltihap
Gözyaşı kesesi içinde biriken sıvı mikroplarla kontamine olur, dakriyosistit atakları sıklaşır.
- Cilt Tahrişi ve Egzama
Sürekli gözyaşı akması, göz çevresinin ıslak ve tahriş olmuş bir halde kalmasına yol açar. Uzun vadede ciltte egzama benzeri lezyonlar gelişebilir.
- Apse, Selülit ve Orbitaya Yayılım
Bazı vakalarda iltihaplanma komşu dokulara geçerek göz çevresinde şiddetli şişlik, kızarıklık ve ağrıya neden olur. Daha da ilerlerse beyin zarlarına kadar yayılabilen ciddi, hayatı tehdit eden enfeksiyon riski doğabilir (örneğin orbital selülit veya menenjit).
- Görmede Kalıcı Hasar
Korneayı etkileyen kronik enfeksiyon ve ülserasyon neticesinde geri dönüşü mümkün olmayan görme kayıpları yaşanabilir.
Bu komplikasyonlar, her ne kadar nispeten nadir görülse de hastaların gözyaşı kanalı tıkanıklığını ciddiye alması gerektiğinin altını çizer.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nasıl Önlenebilir?
Tam anlamıyla kesin bir önleme yöntemi olmasa da bazı koruyucu yaklaşımlar şunlardır:
- Göz ve Yüz Hijyenine Dikkat
Göz çevresinin temiz tutulması, makyaj malzemelerinin kişiye özel olması ve düzenli değiştirilmesi, mikrop birikimini azaltır.
- Kronik Burun ve Sinüs Hastalıklarının Tedavisi
Sürekli tekrarlayan sinüzit, alerjik rinit gibi durumlar burun içerisindeki ödem ve anatomik değişikliklerle gözyaşı kanalını da etkileyebilir. Bu hastalıkları kontrol altına almak, kanal tıkanıklığı riskini düşürür.
- Travmadan Kaçınma
Başta burun ve göz çevresini koruyacak önlemler almak (örneğin spor aktivitelerinde kask, gözlük kullanmak), travmaya bağlı kemik kırıklarını ve dolayısıyla gözyaşı kanalı hasarlarını önleyebilir.
- Erken Müdahale
Bebeklerde göz sulanmasının erken dönemde tanınması ve masaj gibi basit yöntemlerin uygulanması, sorunun ilerlemesini engelleyebilir. Yetişkinlerde ise göz yaşarması, çapaklanma gibi şikâyetleri ciddiye almak, erken tanı ve tedavi olanağı sağlar.
- Sağlıklı Beslenme ve Bağışıklık Sisteminin Güçlendirilmesi
Kronik enfeksiyonlara yatkınlığı azaltmak için bağışıklığın güçlü olması önemlidir. Dengeli beslenme, yeterli uyku ve düzenli egzersiz sadece genel sağlığı değil, göz sağlığını da olumlu etkiler.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı İçin Hangi Uzmandan Yardım Alınmalıdır?
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, sıklıkla göz hastalıkları (oftalmoloji) uzmanlarının değerlendirme alanına girer. Ancak burun ve sinüs kaynaklı bir problemin varlığı ya da ameliyat sırasında burun içi müdahaleler gerekebileceği için kulak burun boğaz (KBB) uzmanları da sürece dahil olabilir. Örneğin:
- Teşhis ve İlk Değerlendirme: Genellikle göz hastalıkları uzmanı tarafından yapılır.
- Endoskopik DCR Girişimi: KBB uzmanının endoskopik becerisi gerekebilir.
- Tümöral veya Sistemik Hastalık Şüphesi: Onkoloji veya romatoloji gibi farklı branşlarla multidisipliner yaklaşım gerekebilir.
Dolayısıyla gözyaşı kanalı tıkanıklığı konusunda bazen tek bir branş yerine birden fazla uzmanla beraber çalışmak en iyi sonucu verebilir.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığında Prognoz (Gidişat) Nasıldır?
Birçok vakada, özellikle bebeklerde, gözyaşı kanalı tıkanıklığı kendiliğinden veya basit masaj teknikleriyle düzelir. Bu yüzden bebeklik döneminde erken müdahale ve düzenli kontrol, çoğu zaman iyi bir prognoz sağlar. Yetişkinlerde ise duruma sebep olan faktör ortadan kaldırıldığında (örneğin enfeksiyon tedavisi, tıkanıklık yapan kitle rezeksiyonu veya anatomik bir bozukluğun düzeltilmesi), çoğunlukla başarı yüzdesi yüksektir.
Cerrahi müdahaleler, özellikle dakriyosistorinostomi (DCR) ameliyatı uzun süredir uygulanan ve başarı oranı oldukça yüksek olan bir yöntemdir. Hastalar, gözde sulanmanın belirgin biçimde azaldığını, hatta tamamen geçtiğini bildirebilir. Ancak ameliyatın başarısı; hastanın anatomik özellikleri, dokuların iyileşme süreci, eşlik eden başka göz kapağı sorunları olup olmadığı gibi faktörlerden de etkilenir.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığında Ne Zaman Bir Doktora Başvurmalı?
Aşağıdaki durumlarda gecikmeden bir göz hastalıkları uzmanına başvurmak gerekir:
- Sürekli veya Sık Tekrarlayan Göz Sulanması
Normal şartlarda ufak tefek sulanmalar mevsim geçişlerinde veya tozlu ortamlarda olabilir. Ancak günlerce, haftalarca süren, mendille silmekten yorulduğunuz bir akıntı varsa bu ihmal edilmemelidir.
- Tekrarlayan Göz Enfeksiyonları ve Çapaklanma
Sabahları göz kapaklarınız birbirine yapışacak kadar yoğun çapaklanma yaşıyorsanız, kapak kenarlarında sık sık kızarıklık ve hassasiyet oluşuyorsa, mutlaka profesyonel değerlendirme gereklidir.
- Şiddetli Ağrı, Şişlik ve Kızarıklık
Özellikle gözünüzün iç köşesinde bariz bir şişlik ve bastırınca şiddetli ağrı hissediyorsanız, dakriyosistit veya abse oluşumu söz konusu olabilir. Erken müdahale, ciddi komplikasyonların önüne geçer.
- Görme Kalitesinde Belirgin Düşüş
Aşırı sulanma veya eşlik eden kornea hastalıkları nedeniyle görüşünüzde azalma varsa, beklemeden bir doktora görünmek gerekir.
- Yenidoğanın İlk 6-12 Ayında Geçmeyen Sulanma
Yenidoğanlarda gözyaşı kanalı tıkanıklığı için bir yaşına kadar beklemek çoğu zaman makul olsa da ısrar eden durumlarda probing için doğru zamanlama önemlidir.
Farklı Ülkelerden ve Uygulamalardan Örnekler Var mı?
Evet, gözyaşı kanalı tıkanıklığı evrensel bir sorundur ve dünyanın farklı bölgelerinde de benzer tedavi protokolleri uygulanır. Mesela:
- ABD’de Mayo Clinic protokollerinde bebeklerde ilk bir yıl masaj ve göz hijyeni teşvik edilir. Başarı elde edilemezse sedasyon altında probing uygulanır. Yetişkin hastalarda ise yaygın olarak endoskopik DCR tercih edilir.
- Avrupa’da bazı merkezler, lazer DCR uygulamasını yaygın biçimde kullanır ve hastanede kalış süresini kısaltır.
- Asya’da özellikle yüksek nüfuslu ve yoğun şehir hayatı olan bölgelerde, hava kirliliğinin de etkisiyle gözyaşı kanal tıkanıklığına yatkınlık artabilir. Bu nedenle koruyucu hekimlik ve rutin kontroller sık vurgulanır.
- Anadolu’nun Kırsal Bölgelerinde ya da benzeri tarım toplumlarında, bir hastanın göz sulanması sıklıkla “tozdan” zannedilip uzun süre ihmal edilebilir. Bu da kronikleşmeye ve ilerleyerek cerrahi gerekliliğe yol açar.
Bütün bu örnekler, sorunun evrensel olduğunu ve temelde benzer tedavi yaklaşımları bulunduğunu, ancak uygulamada küçük farklılıkların olabileceğini gösterir.
Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Olan Hastalar Nelere Dikkat Etmeli?
- Hijyeni Önemseyin
Göz çevresini temiz tutmak ve çapak birikmesini engellemek, ikincil enfeksiyonları azaltır. Tek kullanımlık mendiller veya temiz pamuklu bezler yardımıyla gözünüzü silerken nazik olmaya özen gösterin.
- Doktorun Önerdiği Damla ve Merhemleri Düzenli Kullanın
Antibiyotik, kortikosteroid veya başka etken maddeli damlalar, mutlaka reçete edildiği şekilde uygulanmalıdır. Gözün anatomisi gereği doğru damla uygulama tekniği de (alt kapağı hafifçe aşağı çekmek gibi) önemlidir.
- Masaj Tekniğini Öğrenin (Bebeklerde Özellikle)
Doktorunuzun gösterdiği şekilde lakrimal keseye bastırarak yapılacak masaj, basit ama etkili bir yöntemdir. Masajı, önerilen sıklıkta ve düzende uygulayın.
- Rüzgâr ve Tozlu Ortamlardan Kaçının
Aşırı toz, polen veya rüzgâr temasına maruz kalmak gözde irritasyonu artırır ve var olan şikâyetleri daha kötü hale getirebilir. Koruyucu gözlükler kullanılabilir.
- Makyaj Malzemelerinin Temizliğine Önem Verin
Özellikle rimel, göz kalemi gibi ürünler mikropların çoğalmasına yol açabilir. Ürünlerin son kullanma tarihine dikkat edin ve başka biriyle paylaşmayın.
- Düzenli Doktor Kontrolüne Gidin
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı tekrarlayabilen bir sorundur. Bu nedenle herhangi bir belirti olsun ya da olmasın, doktorunuzun önerdiği periyodik kontrolleri ihmal etmeyin.